Connect with us

Teknoloji

EN GÜVENLİ VERİ MERKEZLERİ NGS SAHASINDA KURULUYOR

Rosenergoatom Genel Müdür Yardımcısı, Ekonomi ve Finans Müdürü Sergey Migalin, veri merkezinin nükleer santrale doğrudan bağlanmasının, dış ağları tamamen ortadan kaldırması nedeniyle ciddi teknik kaza ihtimalini de önemli ölçüde azalttığını söyledi.

Published

on

Rosenergoatom Genel Müdür Yardımcısı, Ekonomi ve Finans Müdürü Sergey Migalin, veri merkezinin nükleer santrale doğrudan bağlanmasının, dış ağları tamamen ortadan kaldırması nedeniyle ciddi teknik kaza ihtimalini de önemli ölçüde azalttığını söyledi.

Büyük miktarlarda verilerin saklanması ve yönetilmesi küresel düzeyde büyük bir ihtiyaç haline dönüşmüş durumda. Dünyada finanstan teknolojiye, arama motorlarından sosyal ağlara kadar pek çok alanda markalar, verilerini daha güvenli merkezlerde depolamak, enerji ihtiyacını optimize etmek için çalışıyor. Devlet verileri, biyometrik veriler ve tıbbi bilgiler gibi yüksek öneme sahip bilgilerin ya da fiziki güvenlik önlemi gerektiren hassas verilerin saklanmasında ise elektrik enerjisini nükleer santrallerden sağlayan veri merkezleri dikkat çekiyor.

Veri merkezleri tasarlanırken yüksek performansta kullanılabilirlik, sistemin devamlılığı, hataya dayanıklılık gibi gereksinimler enerji tüketim miktarı ve tüketilen enerjinin kontrolünü zorunlu hale getiriyor. Araştırmalara göre, Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) toplam küresel karbondioksit (CO2) salınımının yüzde 2’sini küresel enerji tüketiminin yüzde 3’ünü oluşturuyor. Veri merkezleri de BİT enerji tüketiminde en yüksek paya sahip enerji tüketicileri olarak ortaya çıkıyor. Tükettiği enerjinin optimizasyonunun gereklilik haline geldiği veri merkezleri arasında, enerjisini düşük karbon emisyonuna sahip nükleer enerjiden alanlar, güvenlik, ekonomik ve çevresel özellikleriyle öne çıkıyor.

Diğerlerine göre avantajı yüksek

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ni inşa eden Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom‘un elektrik enerjisi bölümü Rosenergoatom, ilk kez Kalinin Nükleer Güç Santrali’nde kurduğu veri merkezini, birkaç NGS sahasında daha kurmaya hazırlanıyor. Nükleer santral alanlarında kurulan veri merkezleri, inşaat maliyetinin düşük olması, yüksek güvenlikli bir sahada kurulması, kesintisiz enerjiye sahip olması ve temiz enerji tüketerek iklim değişikliği ile mücadeleye katkısı gibi özelliklerle diğerlerinden ayrılıyor.

“Dünyanın herhangi bir ülkesinde nükleer santralin bulunduğu alan, nükleer tesis olduğu için maksimum fiziksel güvenlik derecesine sahiptir” diyen Rosenergoatom Genel Müdür Yardımcısı, Ekonomi ve Finans Müdürü Sergey Migalin, ulusal veya federal düzeyde kritik öneme sahip veriler, biyometrik ve büyük hacimli istatistiksel veriler gibi yüksek güvenlik önlemler gerektiren verilerin depolandığı merkezlerin böyle bir sahaya yerleştirilmesinin avantajlarına dikkat çekti.

Kesintisiz enerjiye sahip

Migalin, veri merkezinin nükleer santrale doğrudan bağlanmasının, dış ağları tamamen ortadan kaldırılması nedeniyle ciddi teknik kaza ihtimalini de önemli ölçüde azalttığını belirterek, “Aynı zamanda santralde, enerji cihazlarını, güç dağıtım sistemlerini kontrol etmek amacıyla 24 saat çalışan kadrolu personeller bulunmaktadır. Bu durum veri işleme merkezinin kesintisiz çalışmasını sağlar ve teknik sorun giderme süresini en aza indirir.

Nükleer santral çevresinde, mevcut altyapıyı kullanarak veri merkezi de dahil olmak üzere çeşitli yardımcı alan ve tesisleri kurabileceğiniz güvenli bölge veya inşaat için uygun bir yer her zaman bulunur. Bir bütün olarak bakıldığında veri merkezinin inşaat maliyeti daha düşüktür ve bu da son tüketici fiyatına yansımaktadır” ifadelerini kullandı.

Kapasitesi yüksek

Enerjisini nükleer santrallerden alan veri merkezlerinde, kapasiteyi sınırlayacak neredeyse hiçbir şeyin olmadığını ifade eden Migalin, bu konuda şunları aktardı:
“Birkaç üniteli nükleer santrale, kapasitesi onlarca ve hatta yüzlerce MW olan veri merkezi bağlanabiliyor. Nükleer santrallere bağlı çalışan veri merkezlerinde, yüksek öneme sahip bilgiler veya fiziki güvenlik önlemleri gerektiren hassas veriler saklanıyor. Devlet verileri, biyometrik veriler ve tıbbi bilgiler bunlardan birkaçı.”

Bölgenin cazibe merkezi olmasını sağlar

Yüksek bant genişliğine ve kesintisiz güç kaynağına sahip veri merkezinin, bulunduğu bölgeye de yüksek avantaj sağlayacağını kaydeden Migalin şöyle konuştu:
“Enerji altyapı tesislerinin inşaatına genel yaklaşım, ülkenin coğrafi veya ekonomik gelişimi konusunda alınan belirli devlet kararlarına tabidir. Genel olarak, bu tarz tesisler sanayi merkezlerine yakın sanayi veya yoğun nüfuslu bölgelerde inşa edilir. Bu tür merkezler yüksek miktarda veri ve trafik üretir.

Bu nedenle, veri işleme merkezlerinin aynı noktalarda konumlandırılması, yüksek bant genişliğine sahip hatlarla birbirine bağlanan ulusal düzeyde coğrafi olarak dağıtılmış veri merkezi ağının oluşturulmasını sağlar. Ayrıca, ülkelere dağılan, ancak tek bir operatör tarafından iletişimi sağlanan veri merkezi ağı, coğrafi ayrımın yüksek güvenilirliğini sağlar. Nükleer santrallerin ve veri merkezlerinin inşa edilmesi, bölgeyi yeni bir cazibe merkezi haline getirebilir.”

‘Bulut’ kiralama maliyeti cazip

Ulusal veri merkezleri ağı, nükleer santrallerdeki hiper veri işleme merkezlerine ek olarak, genellikle daha küçük bölgesel veri merkezlerine de sahip. İçlerinde konteyner veri merkezlerinden, hiper veri merkezlerine bağlanarak tek bir veri işleme kümesi oluşturan modüler orta hacimli veri merkezlerine kadar çeşitli seçenekler bulunuyor. Günümüzde ‘bulut’ sisteminin trend olduğunu hatırlatan Migalin, “Bu yüzden bir yer kiralamak artık o yerin fiziksel olarak kiralanması değil, yazılım ve hizmetlerin kiralanması anlamına geliyor. Dolayısıyla herhangi bir ticari kuruluş, veri merkezlerimizde ‘bulut’ hizmetleri satın alma imkanına sahip ve genel itibariyle, bu tür hizmetler fiyat açısından da daha cazip” değerlendirmesini yaptı.

Bölge için istihdam oluşturuyor

Nükleer santrallerin ve veri merkezlerinin inşa edilmesinin bölgeleri yeni bir cazibe merkezi haline getirdiğini belirten Sergey Migalin, şöyle devam etti:

“Bulut sunucu bileşenlerini yöneten ve destekleyen, genel yaklaşım ve stratejiyi koordine eden merkezi uluslararası ekiplerimiz ve saha çalışmalarına destek sağlayan yerel ekiplerimiz mevcut. Bulunduğumuz bölgede yaşayanlara yönelik belirli istihdam oluşturuyoruz.

Her veri merkezinde, altyapı mühendisliği, enerji, havalandırma ve soğutma konularında çalışan ve genel olarak veri merkezinin bulunduğu sahadan sorumlu yerel işletme personeli vardır. Buna ek olarak, santral görevlileri ve kontrol merkezinin çalışmasını sağlayan vardiyalı personelimiz de var. Zorunlu olarak yönetim, IT desteği ve bilgi güvenliği hizmetleri sağlayan birimler de veri merkezinde çalışıyor. Nükleer enerji santrali için ise sahasında veri merkezinin varlığı her şeyden önce kendi ihtiyaçlarını karşılamak demek.

NGS sahasında yer alan veri merkezinde, santralin yönetim sistemleri, özellikle de onarım ve işletme destek sistemleri ve santral donanımına ait büyük verilerin yönetim sistemi, çeşitli IoT hizmetleri, tahmine dayalı analitik veriler ve dijital ikiz yer alıyor. Tüm bu devasa veri akışlarını kendi kaynaklarıyla en yüksek güvenlik standartlarına uyum sağlayarak işleten santral aynı zamanda somut bir tasarruf da elde ediyor.”

Okumaya Devam Et
Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aktualite

APPLE’IN KARMA GERÇEKLİK GÖZLÜĞÜ VİSİON PRO’NUN ŞUBAT’TA SATIŞA SUNULMASI BEKLENİYOR

Dünyaca ünlü teknoloji şirketi Apple, “karma gerçeklik” gözlüğü Vision Pro’nun üretimini hızlandırdı. Apple’ın gözlüğü Şubat ayında piyasaya sürmesi bekleniyor.

Published

on

ABD’li teknoloji devi Apple, Haziran ayında tanıttığı çığır açıcı bir gelişme olarak görülen karma gerçeklik gözlüğü Vision Pro’nun üretimini hızlandırdı. ABD basınında yer alan haberlere göre Çin’deki tesislerde hızlı bir şekilde devam eden gözlüğün hedeflenen üretiminin Ocak ayı sonunda tamamlanması bekleniyor. Karma gerçeklik gözlüğünün perakende satışının ise 2024 Şubat’ta başlaması planlanıyor.

Ürünün piyasaya kesin sürüm tarihi Apple tarafından henüz resmi olarak açıklanmazken, gözlüğün önce ABD’de daha sonra Avrupa’da 3 bin 499 dolara (yaklaşık 103 bin lira) piyasaya sunulması bekleniyor. Apple’ın 2024’te yaklaşık 500 bin ürünün sevkiyatını yapması öngörülüyor.

Apple'ın karma gerçeklik gözlüğü Vision Pro'nun Şubat'ta satışa sunulması bekleniyor

“2024’ÜN EN ÖNEMLİ ÜRÜNÜ”

Günlük hayatın yerini almaya başlayan artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik deneyimini bir araya getiren karma gerçeklik gözlüğüyle kullanıcılar, film izleyebilecek ve uygulamaları kullanabilecek. Geniş özelliklere sahip gözlük kullanıcılara gerçek hayattaki görüntülere yapay zeka ile oluşturulmuş sanal görüntüleri ekleyebileceği bir deneyim sunuyor.
Karma gerçeklik gözlüğü Apple için 2024 yılının ‘en önemli ürünü’ olarak nitelendiriliyor.

Okumaya Devam Et

Aktualite

YAPAY ZEKÂ SAĞLIKÇILARIN İŞİNİ KOLAYLAŞTIRACAK

Aksaray Üniversitesi Yazılım Mühendisliği Ana Bilim Dalı’ndan Araştırma Görevlisi Beyza Nur Akşit, yapay zekânın sağlıkçıların işini kolaylaştıracağını söyleyerek, “Yapay zekâ hastalıkların teşhisinde ve tanısında çok yardımcı oluyor” dedi.

Published

on

Kayseri’de Erciyes Üniversitesi’nin ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı Yetenek Kazanımı ve Organizasyon Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘2023 yılı Yetenek Her Yerde Bölgesel Kariyer Fuarları’na katılan Aksaray Üniversitesi Yazılım Mühendisliği Ana Bilim Dalı’ndan Araştırma Görevlisi Beyza Nur Akşit, “Sağlıkta Yapay Zekâ” konulu söyleşiye katıldı. Burada İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulunan Akşit, yapay zekânın sağlıkta birçok alanda kullanıldığını söyledi.

Yapay zeka sağlıkçıların işini kolaylaştıracak

Akşit, “Gelişmeleri de devam ediyor. Sağlıkta yapay zekâ da etik sorunlardan kaynaklı olarak veri gizliliğidir. Bu alanda geliştirilen algoritmaların mimarileri daha çok teknolojik anlamda buraya yönelmiş durumdadır. Şu anda veri gizliliğinin sağlanması en önemli konulardan birisidir. Oldukça önü açık bir alan olduğu için mühendislik ve tıp alanında olan arkadaşlarımız bu alana yönelebilir ve bu alanda yer edinebilirler. Yapay zekâ birçok alana hitap ediyor. Dolayısıyla geleceğe de bu anlamda yön verecek bir alan olduğu için ileriki dönemlerde bu alanla ilgilenmeleri mesleki açıdan yer edinmelerini sağlar. Kendi hayatlarında istihdam imkanını artırmış olurlar. Yapay zekâ ile ameliyatlara 2000 yılından itibaren başlandı. Cerrahi ameliyatlarda yapay zekâ robotları kullanılmaktadır. Yapay zekâ hastalıkların teşhisinde ve tanısında çok yardımcı oluyor” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

Aktualite

BUÜ, 2024 TEKNOFEST’İN STARTINI VERDİ

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), 2024 yılında Adana’da düzenleneceği açıklanan TEKNOFEST için çalışmalara şimdiden başladı.

Published

on

Görükle Kampüs yemekhanesinde gerçekleştirilen 2023 değerlendirme toplantısına BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Akpınar, T3 Vakfı Bursa İl Sorumlusu Nurkan Karabulut, BUÜ TEKNOFEST Kurum Koordinatörü Prof. Dr. Enes Yiğit, destek veren firmaların temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

TEKNOFEST SADECE BİR YARIŞMA DEĞİL

Programda konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, katılımın yüksek olmasının 2024 için kendilerini daha da motive ettiğini söyledi. Üniversite olarak ilk günden itibaren TEKNOFEST yarışları içerisinde yer aldıklarını hatırlatan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, “Mühendislik ve Fen altyapısına sahip bir üniversite olarak güçlü bir şekilde varlığımızı sürdüreceğimize inanıyoruz. TEKNOFEST sadece bir yarışma değil, Türkiye’nin teknolojik hamlenin sembolize olduğu bir organizasyon haline geldi. Bu faaliyetlerin sadece üniversiteler için değil, ülke genelinde motive edici bir unsuru olduğunu hepimiz görüyoruz. Üstelik sadece mühendislik alanlarında değil, tıp ve sosyal bilimler alanında da birbirinden kıymetli projelerin yarışlarda boy gösterdiğine şahit oluyoruz. Nitekim 2023 yarışlarında Tıp Fakültemizden bir hocamız ve öğrencilerinin projesi 1’incilik ödülü almayı başardı” diye konuştu.

BUÜ, 2024 TEKNOFEST’in startını verdi

YERLİ VE MİLLİ ÜRETİMDE YENİ BİR BAKIŞ AÇISI KAZANDIRDI

Türkiye’nin modernleşme ve sanayileşme hikayesine bakıldığında genel anlamda bir yerelleşme ve özgüven sıkıntısı yaşadığına işaret eden Rektör Yılmaz; “Ülkemiz tüm bu süreç boyunca cari açık ile mücadele etmiş ve bunu gidermenin yollarını aramıştır. Sanayileşme hamlesinin ilk günlerinden itibaren, 100 yıllık süreçte her türlü ekonomik ve iktisadi yollar denendi. Ancak döndük dolaştık ve hep cari açık konusunda aynı yere geldik. Bunu aşmanın yolu da hepimizin bildiği üzere teknolojik üretimler yapmak ve ihracatı ithalatın üzerine çıkarmaktır. İşte bunu yapabilmenin yolu da özgüven eksikliğini gidermek ve üretim yapmaktır. TEKNOFEST bu anlamda yerli ve milli üretim hamlesinde hepimize yeni bir bakış açısı kazandırmıştır. Bir yönüyle festival olan bu organizasyon, diğer yönüyle de hepimize özgüven aşılayan özel bir çalışmadır. Üniversite olarak bizler de bu anlamda paydaşı olduğumuz TEKNOFEST’e özel olarak hazırlanıyor ve elimizden gelenin en iyisini yapmaya gayret ediyoruz. İnşallah 2024 yılındaki yarışlarda değerli projelerimiz ile yer alacak ve üniversitemizi temsil etmeye devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

BURSA’DA HEDEF 100 BİN BAŞVURU

T3 Vakfı Bursa İl Sorumlusu Nurkan Karabulut ise 20 Şubat son başvuru tarihi olan TEKNOFEST’te bu yıl toplamda 50 milyon TL malzeme desteği ve 25 milyon TL ise ödül verileceğini açıkladı. Adana’da yapılacak 2024 TEKNOFEST’e Bursa’dan 62 bin yarışma başvurusu geldiğini vurgulayan Nurkan Karabulut; “İnşallah 2024 yılında yapacağımız çalışmalar ve gençlerin ilgisi ile bu sayıyı 100 binlere çıkarmayı hedefliyoruz. Üniversiteleri yakından takip ediyor ve hep birlikte çalışmaya gayret ediyoruz. Tüm gençleri TEKNOFEST 2024’e bekliyoruz” dedi.

TEKNOFEST, MİLLETİN ÜMİTSİZLİĞİNİ KIRDI

BUÜ TEKNOFEST Kurum Koordinatörü Prof. Dr. Enes Yiğit de 5 ay önce koordinatör olarak atandığını söyleyerek; “Öğrencilerimizi yarışmalara daha fazla motive edebilmek istiyoruz. Çünkü TEKNOFEST aslında yarışmadan da öte bir vizyondur. Bunu daha önceki organizasyona katılan kişileri gözlemleyerek çok daha net anlayabiliyoruz. O alanlara ilkokul öğrencisi de geliyor, yaşlı insanlar da geliyor. Oradaki projeleri ilgi ile izliyorlar. Yarışlarda yer alan gençlerimizin gözündeki umudu çok net görebiliyoruz. TEKNOFEST, milletimizdeki ümitsizliği kırdı. Projelere katılan öğrencilerin motivasyonu, disiplini ve performansını görünce yarışların önemini çok daha net anlayabiliyoruz. Bu yüzden tüm öğrencilerimizin bu organizasyonda yer almaları gerektiğine inanıyoruz. Ön lisans, lisans, lisansüstü ve doktora öğrencilerimizi teşvik etmeli ve en azından bu yarışları izlemeleri konusunda tavsiyede bulunmalıyız. Bugüne kadar yarışlara katılan tüm öğrencilerimizi tebrik ediyor, yeni dönemde katılacak tüm arkadaşlarımıza da başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.

KATILIMCILARA VE DESTEKÇİLERE TEŞEKKÜR BELGESİ

Gecede 2023 TEKNOFEST’te “Sağlık ve İyi Yaşam Teknolojileri” kategorisinde birincilik ödülü alan Pullexo takımının danışman hocası ve öğrencileri ile yarışlarda yer alan takımlara sponsorluk desteği veren firmalara teşekkür belgeleri takdim edildi. Program, öğrenci, akademisyen ve firma temsilcilerinin yaptığı konuşmaların ardından sonra erdi.

Okumaya Devam Et

Trendler