Connect with us

Aktualite

KANSERİ YENDİ, ŞİMDİ LÖSEMİLİ ÇOCUKLARIN MUTLULUK SEBEBİ OLDU

Mersin’de yaşayan ve fotoğraf sanatıyla uğraşan 63 yaşındaki Sevdap İnal, ‘iyilik bulaşıcıdır’ sloganıyla başlattığı kampanya ile lösemili çocuklara mutluluk kaynağı oluyor.

Published

on

Geçen yıl kanseri yendikten sonra kanserli çocukların mutlu olması için el emeğiyle bebek yapan İnal, ara ara hastaneye giderek, bunları çocuklara hediye ediyor. Ayrıca birçok vatandaşta da kampanyaya destek verirken, İnal herkesi iyilik yapmaya davet etti.

Mersin’de uzun yıllardır fotoğraf sanatıyla uğraşan Sevdap İnal, örnek bir davranışa imza attı. Geçen yıl Şubat ayında meme kanseri olduğunu öğrenen ve tedavinin ardından sağlığına kavuşan İnal, pandeminin de verdiği eve kapanmayla lösemili çocuklarla ilgili güzel bir proje hazırladı. ‘Sevgi bulaşıcıdır’ sloganıyla yola çıkan ve anlattığı birçok arkadaşından destek alan İnal, hastanede yatan ve tedavi gören kanserli çocuklar için el emeğiyle 15 tane bebek yaptı. Aynı zamanda Yenişehir yaşam gönüllüsü olan İnal, diğer vatandaşlardan da gelen diğer ürünleri de çocuklara götürerek, bir gün de olsa mutlu olmalarını sağladı. Bundan sonra da projeye devam edeceğini söyleyen İnal, herkesi iyilik yapmaya davet etti.

“Onların gözündeki ışıltı bütün yorgunluğa değdi”

Yaptığı çalışmayla ilgili İHA muhabirine konuşan Sevdap İnal, 8 yıldır Mersin’de yaşadığını ve fotoğraf sanatıyla uğraştığını söyledi. 3. kez ödüllü fotoğraf sergisi açtığını belirten İnal, “Bu pandemiden dolayı eve kapandık. Bu dönemde amigurumi (örgü tığı ile sık iğne tekniği kullanılarak yapılan oyuncak sanatı) ile tanıştım. Geçen yıl Şubat ayında meme kanseri olduğum ortaya çıktı. Tedaviler filan derken, üstüne pandemi de olunca iyince eve kapandım. Bu süreçte aklımda gelişen bir projeyle neden kanserli hastaları mutlu etmeyelim dedim. Bundan sonra uzun uğraşlar sonucunda birşeyler ortaya çıktı. Aynı zamanda Yenişehir yaşam gönüllüsüyüm. Diğer arkadaşlarımla paylaşınca onlarda diğer insanlara anlatınca herkes bir şey yapmak istedi. Bunun adına da ‘iyilik bulaşıcıdır’ dedik. Kimi yelek yaptı, kimi bere yaptı, kimisi oyuncak yaptı. Ben de 15 tane bebek yaptım. Daha sonra Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Bölümünde yatan çocukları ziyaret ederek, bunları hediye ettik. Onların gözündeki ışıltı bütün yorgunluğa değdi. Onun için diyorum iyilik bulaşıcıdır diyorum” dedi.

“O anı yaşamak lazım”

Kanser hastalığını kendisinin de yaşadığını vurgulayan İnal, “Bu sürecin ne kadar zor olduğunu bizzat kendim gördüm. Hele ki ışın tedavisi olduğu dönem çok zorlu. Saçlarınız dökülüyor, renginiz atıyor, yorgun, bitkin oluyorsunuz. Bir yetişkin olarak bunu yaşadım. Sonra düşündüm, bir çocuk bu durumda ne yapıyor diye. Bu yüzden de buna karar verdim. Hastalıktan veya tedaviden dolayı o çocuk yorgun, bitkin düşecek ama ona hediye edilecek bir oyunca onu mutlu edecek ve o mutluluktan ne halsizliği kalacak ne yorgunluğu kalacak. Çünkü çocuk bir anda bazı şeyleri unutabilir. Tabi bebeklerin de onları mutlu edeceğini öğrenince hastaneyle iletişime geçtim. Buna göre de çocuklara bebek hazırladım. Onları götürüp dağıttım. O anı yaşamak lazım. Ağlayanlar gülmeye başladılar, kimisi sarıldı. Onların o halini görmek beni fazlasıyla mutlu etti” şeklinde konuştu.

“Minicik bir ateş gerekiyor”

Bu projeye devam edeceklerini dile getiren İnal, “Şu anda pandemiden dolayı biraz ara verdik ama devam edecek. Bir süre sonra değişi hasta çocuklara yönelik çalışmalarımız sürecek. Hastaneyle sürekli irtibat halindeyim. Yani yine üreteceğim yine hediye edeceğim yine mutlu olacağım, onları mutlu edeceğim. Bunun ardından tekrar bu iyiliği anlatacağım ve birçok insanlara bu bulaşacak, onlar da güzel bir şeyler yapacak. Minicik bir ateş gerekiyor. Siz iyilik ateşini yaktığınız zaman arkanızdan gelen çok insan var. Çünkü yüreği çok güzel insanlar var Herkesi kendince bir şeyler getiriyor” ifadelerini kullandı.

“Çocukların mutluluğunu düşündüğüm zaman bütün yorgunluğum gidiyor”

İyiliğin bulaşıcı olduğunun altını çizen İnal, “Sanat iyileştiricidir. Herkesin iyilik yaparak mutlu olmasını ve mutlu etmesini istiyorum. Şunu fark ettim. Çok yorucu bir iş. Belki 15 gününüzü veriyorsunuz. Hiç kalkmadan bir günde bir oyuncak çıkartıyorsunuz. Çok yorucu bir şey. İlk tığı elime aldığımda 2 kere acillik oldum. Çünkü meme ameliyatı olduğumu unuttum. Ancak hep şunu dedim kendime. ‘Ben bu çocuklara oyuncak yapacağım, onun için hastanelik olmamam gerek’ dedim. Ne olursa olsun işlemeye devam ettim. Şuna inanıyorum ki akşam yattığım zaman çocukların mutluluğunu düşündüğüm zaman bütün yorgunluğum gidiyor. Ya da onlara bunun götüreceğimin heyecanıyla mutlu oluyorum ya bütün yorgunluğum gidiyor. Onun için iyilik bulaşıcıdır, sanat birleştiricidir. Herkesin iyilikle ve sanatla ilgilenmesini istiyorum” diye konuştu.

Okumaya Devam Et
Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aktualite

GAZETECİ YAVUZ DONAT MÜJDEYİ VERDİ: “NİSAN AYINA YETİŞTİRMEK İÇİN 2000 KİŞİ 24 SAAT ÇALIŞIYOR”

Duayen gazeteci Yavuz Donat Sabah gazetesinde yayınlanan bugünkü yazısında Çukurova Havalimanı projesini ve getireceği avantajları yerinde görüp, yetkililerle ve çalışanlarla konuşup okurlarıyla paylaştı.

Published

on

İşte usta gazeteci Yavuz Donat’ın o yazısı:

Bölgeye hizmet verecek… Adana ile Mersin arasında… 350 bin nüfuslu Tarsus’un yanı başında… Dev yatırım.

Yatırımın büyüklüğünü nasıl anlatmalı? 8 milyon metrekarelik bir sahadan söz ediyoruz.

107 bin metrekare kapalı alan.

36 ayrı yapı… Terminal… İtfaiye… DHMİ binası… VIP… Nizamiye… Kule… Raylı sistem durağı… Teknik blok… Tren istasyonu… Jandarma binası… Polis merkezi… Hangi birini sayalım?

Şantiye içinde kaybolursunuz… Öylesine büyük ki… Kasaba gibi.

“Pilavdan dönenin…”

Adana’daydık… Çukurova Bölge Temsilcimiz Ersin Ramoğlu ile birlikte.

Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman ile karşılaştık… Seçim bölgesine gidiyordu.

Çukurova Havaalanı inşaatını gezeceğimizi söyleyince… Yayman ile Ramoğlu, “Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın” dediler… Bizi yalnız bırakmadılar.

 

Mesai… 24 saat

Mühendis… İş güvenliği uzmanı… Teknisyen… İşçi… 2 bin kişi çalışıyor.

175 mühendisin 30’u kadın… Büşra Nur Demirtaş… Didem Pan… Yemliha Orhan… Büşra Taner… Ve diğerleri.

Proje Müdürü… İnşaat Mühendisi Ferhat Güney’e sorduk:

– Kurdele ne zaman kesilecek?

“Çok yakında” dedi.

Mühendisler… Uzmanlar… Aynı şeyi söylüyorlar… “Çok yakında” diyor, fakat kesin tarih vermiyorlar… “Mahcup olmaktan” çekiniyorlar.

Ferhat Güney, sonunda baklayı ağzından çıkardı:

“Nisan’a yetiştirmek için canımızı dişimize taktık, 24 saat çalışıyoruz.”

Yerli ve milli

Mühendislerin… Teknisyenlerin…

Herkesin ağzında aynı sözler:

“Yerli ve milli.” Uçağa yanaşan hareketli körükler…

“Tünel” diyoruz… 8 tane… Montajları yapılıyor… Yerli ve milli.

Havalimanının sinyalizasyon sistemi… Yerli ve milli.

Aydınlatma… Elbette.

Kule

Yüksekliği… 52 metre.

Kaplaması’ yapılınca… Palmiye gibi olacak.

Kulenin iç bahçesi bile düşünülmüş.

Zaten… Havaalanında… Terminal binasında…

O kadar çok iç bahçe var ki.

Pistlere gelince… Gaza bastık… Nasıl olsa boş… Trafik yok.

2 pist… Her biri, 3 bin 500 metre uzunluğunda… Bitmiş.

Yanınızda bir “yetkili” yoksa… İnşaat sahasında kaybolursunuz.

 

Uzaklıklar

Çukurova Havalimanı, denize yakın… Kuş uçuşu 12 kilometre.

Havaalanı-otoyol bağlantısı… Duble yol… 11 kilometre.

Tarsus çok yakın… 20 kilometre.

Adana… 30 kilometre.

Mersin… 40 kilometre.

Şakirpaşa

Adana… Şakirpaşa Havalimanı… Şehrin çok içinde kaldı.

Gerçi… Adanalı alışmıştı… Evden çık, uçağa git… Neredeyse yürüme mesafesi.

Ama… Çağın gerisinde kaldı… Otobüs terminali gibi… İhtiyacı karşılamıyor.

Adana’da çok kişi ile konuştuk… Çukurova Havalimanı ile birlikte bölgenin… Ekonominin canlanacağını düşünüyorlar.

 

Kozmik bilgi

Çukurova Bölge Havalimanı… Arazi büyüklüğü olarak… Türkiye’de üçüncü sırada.

Her türlü… Her büyüklükte uçağın iniş-kalkış yapabileceği bir havalimanı.

İstanbul’un ardından Ankara Esenboğa ile aynı kapasitede.

Ve bir sürpriz bilgi… Türkiye bizden öğrensin;

İHA ve SİHA için ayrı binalar yapılıyor.

 

Hızlı tren

Müjde… Bölgeye yeni bir yatırım geliyor… Adana ile Mersin arasında hızlı tren çalışacak.

Tren… Havaalanının içinden geçecek.

Havaalanı terminalinde tren duracak… Onun da inşaatı sürüyor.

 

Hedef büyük

Çukurova Bölge Havaalanı, Mersin limanı ile entegre.

Kargo taşımacılığı… Demiryolu ile bağlantılı.

Yani… Ortadoğu hava kargo taşımacılığının toplama istasyonu burası olacak.

 

Çukurova-Moskova hattı

Yılda kaç yolcu gelip, gidecek?

ldığımız yanıt… “12 milyon.” Dış hat uçuşları… Özellikle de kargo… İç hatlardan daha önemli.

Çukurova-Moskova… Narenciye… Sebze… “2 saat sonra Rusya’da.”

 

Kaplama

İnşaatta… Binalarda… Yer yer kaplama başlamış… Örneğin, VIP binası… Terminal binası.

Ve… Birkaç not daha:

 

Konteyner evler… O kadar çok ki… Bin 750 kişi konaklıyor.

Kapalı otopark… Bin 100 araç kapasiteli.

Otobüs, taksi, kiralık araç parkı… 2 katlı.

Havaalanı personeli… Onların da otoparkı var.

Terminali gezerken dikkatimizi çekti… Bankolar… Biniş kartı (Check-in) alacağınız banko sayısı… 52.

 

Gözümüz aydın

Veda zamanı…

Mühendislerle, işçilerle vedalaştık.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nu aradık.

“Havaalanı… Çukurova’ya… Adana’ya, Mersin’e… Tarsus’a yakışmış” dedik.

Ardından da sorduk:

– Ne zaman?

– İnşallah, Nisan’da uçaklar inip kalkmaya başlar.

Çukurova… Çok bekledin… Geç oldu ama… En iyisi oldu… Gözümüz aydın.

 

Okumaya Devam Et

Aktualite

TÜRKİYE’DE BİR İLK OLAN HİZMET ŞİMDİ MERSİN DE!

Mobilyalarından çabuk sıkılan ancak satın alarak fazladan masraf etmek istemeyenlerin imdadına ‘mobilyakirala’ start-up’ının kurucusu Ayla Şahanoğlu Ceyhan yetişti. 2019’da kurduğu Mobilya Kirala makarası ile Türkiye’de bir ilke imza atarak, ev ve ofislerde ihtiyaç duyulabilecek her türlü mobilya, aksesuar ve elektronik ürün kiralama hizmeti ile büyük kolaylık sağlayan start-up şimdi Mersin’de.

Published

on

Mobilyada yeni nesil bir fikre öncülük eden Ceyhan’ın bu projesiyle beğendiğiniz mobilyaları satın almaktansa dönemlik olarak kiralayabilirsiniz! Online platform üzerinden Türkiye’nin dört bir yanına kiralama hizmeti sunan girişim, önümüzdeki günlerde ayrıca yurt dışına açılmaya da hazırlanıyor.

Mobilya Kirala ile eviniz ve ofisiniz için ihtiyaç duyduğunuz tüm mobilya ve aksesuarları, elektronik aletleri, ev tekstili-mutfak ve aksesuarları, outdoor ve spor ürünlerini, özel etkinliklerde ihtiyaç duyabileceğiniz tüm ürünleri, ihtiyaç duyduğunuz süre için kiralayabildiğiniz projede, kiralama işlemi süresince ürünlerin seçiminden, müşterilerimize ulaşımı, dizaynı, kurulumu ve geri alım süreçlerinin hepsi Mobilya Kirala ekibi tarafından gerçekleştiriliyor.

Ülkemizin her bölgesinden ve yurt dışından müşterilerine mobilyakirala.com.tr adresinden online veya mevcut mağazaları üzerinden hizmet sağlayan Mobilya Kirala yeni şubesi ile çok yakında Mersin’de.

 

Okumaya Devam Et

Aktualite

MERSİN ŞEHİR TİYATROSU İZMİR’DE PERDE AÇTI

Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın ev sahipliği yaptığı ‘Büyükşehir Belediyeleri Şehir Tiyatroları Buluşması’nda yer alarak, İzmirli tiyatroseverlerle buluştu.

Published

on

Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Haldun Taner’in ‘Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım’ adlı müzikal oyununu sergileyen Şehir Tiyatrosu ekibi, tiyatroseverlerden tam not aldı. Yönetmenliğini Murat Atak’ın, müziklerini Cem İdiz’in, koreografisini Serbülent Biçer’in, dekor ve kostüm tasarımını Alev Tol’un, ışık tasarımını ise Salim Yücel’in üstlendiği ve 60 kişilik dev bir kadroya sahip olan oyun, dakikalarca ayakta alkışlandı.

Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun başarıdan başarıya, festivalden festivale koştuğunu belirten Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü ve opera sanatçısı Bengi İspir Özdülger, “İzmir Büyükşehir Belediyesi ‘Büyükşehir Belediyeleri Şehir Tiyatroları Buluşması’ gerçekleştirdi ve Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu ‘Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım’ oyunuyla Mersin’i başarıyla temsil etti. Yapmış olduğumuz sınavlar sonrasında ekibimize katılan yeni arkadaşlarımızla da yolumuza devam ediyoruz” diye konuştu.

Şehir tiyatrosunun İzmir’de daha önce de başka bir oyunla sahne aldığını hatırlatan Özdülger, “Kendimizi İzmir’de başka bir temsille göstermenin gururunu yaşadık. Ayrıca arkadaşlarımız son derece başarılı geçen bir temsilin ardından, şehrimize döndüler. Bu anlamda bu gururu Mersinli tüm sanatseverlerle paylaşmış olmanın mutluluğunu yaşıyorum” dedi.

Okumaya Devam Et

Trendler