Connect with us

Röportajlar

NOSTALJİ VE LEZZET BİR ARADA

Hizmet sektöründe lezzet ve konseptiyle hafızalarda yer edinen Yeşilçam Kahve Evi’nin İşletmecisi Sercan Eşmen ile okuyucularımız için biraya geldik.

Published

on

Lezzetli kahvelerinizi yudumlarken, duvarlarda Yeşilçam’ın unutulmaz ustaları sizlere eşlik ediyor. Organik ve taze ürünleriyle kahveden kahvaltıya, dünya mutfağından pasta çeşitlerine kadar geniş bir lezzet yelpazesine sahip Yeşilçam Kahve Evi, Mersin Sayapark AVM’de misafirlerini ağırlıyor. Yeşilçam Kahve Evi İşletmecisi Sercan Eşmen, kullandığı ürünleri yerli üreticiler ve kadın girişimcilerden alarak sektörde farkındalık yaratıyor.

Okuyucularımızın sizi daha yakından tanıması için kendinizden bahseder misiniz?

Mersin doğumluyum. Evli ve bir çocuk babasıyım. Uzun yıllar siyasetin içinde yer aldım. Üniversiteden siyasi bilimler, işletme ve lojistik alanlarından mezun oldum. Asıl mesleğim denizcilik. Bu sektörde devlet gemisi, doğal gaz arama araştırma gemisi ve Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin işletmeciliğini yaptım. Denizcilik sektöründe Sea Belle Denizcilik Hizmetleri şirketinin de sahibiyim.

“EN ÖNEMLİ MARKA KİŞİNİN ADIDIR”

Türkiye’nin birçok şehrinde şubesi olan Yeşilçam Kahve Evi’ni 58.ci şubesini Mersin’de açtınız. Bu fikir nasıl oluştu, sonrasında neler yaşandı?

İşletmecilik her zaman ilgimi çeken bir alan oldu. Hizmet sektöründeki deneyimim Adnan Menderes Bulvarı sonunda yer alan Caddebostan Cafe Restaurant’ın işletme sahibi olmamla başladı. İşletmemizde misafirlerimize güler yüzlü ve kaliteli bir hizmet anlayışıyla hareket etmemiz tercih edilmemizin başlıca sebebi oldu. Daha sonra Yeşilçam Kahve Evi teklifi gelince bu alanda yatırım yaptım. İşimi severek yapıyorum.

Franchising sistemine dahilsiniz. Bunun işletmenize sağladığı etkilerden bahseder misiniz?

Franchise’ın getirdiği en büyük avantajlardan biri müşteri potansiyeli. Marka Türkiye çapında bir isme sahip olduğu için bilinirlik açısından önemli bir etki sunuyor. Tanınmış bir markayı arkanıza aldıktan sonra sektörde başarılı bir şekilde var olabilmek için sizin de işletmenize kendinizden dokunuşlar katmanız gerekiyor. Ancak en önemli markanın işletmecinin adı olduğunu düşünüyorum. Yeşilçam Kahve Evi’ni açarken öncelikle kendi ismime güvendim.

“GEÇMİŞTEN İZLER TAŞIYORUZ”

Sizi diğer işletmelerden ayıran yönünüz nedir?

Biz hem lezzet hem de konsept olarak farklılık yaratıyoruz. İnsanların çocukluklarından gençlik dönemlerine kadar kısacası geçmişinde yer edinmiş bir dönemin izlerini taşıyoruz. Konsept olarak farklılığımız hafızalarda hep kalacak, nesiller boyunca hatırlanacak Yeşilçam sinema kuşağının unutulmaz karakterlerinin, filmlerinin ve repliklerinin işletmemizde ön planda olmasından kaynaklanıyor. Hem nostalji hem de günümüze uyarlanan konseptimizle beraber bir adım öne çıkıyoruz. Öte yandan lezzetlerimizle de farklılık yaratıyoruz. İşletmemizde kullandığımız tüm ürünlerimiz organik, bu da sıkça tercih edilmemizin en önemli nedeni.

“ÜRÜNLERİMİZİ YERLİ ÜRETİCİLER VE GİRİŞİMCİ ANNELERDEN ALIYORUZ”

İşletmenizde en çok tercih edilen ürünleriniz nelerdir?

İşletmemizde en çok tercih edilen yiyecek grubumuzun başında serpme kahvaltımız yer alıyor. On binlerce kişinin deneyimlediği ve en çok talep gördüğümüz Yeşilçam gurme serpme kahvaltımızın tercih edilme sebebi ürünlerimizin tazeliği ve organik olması. Kullandığımız tüm ürünleri Mersinli üreticilerimizden alıyoruz. Örneğin zeytinlerimiz Mut ilçemize ait,  reçellerimiz ve peynirlerimiz yine yöremize ait olan Silifke’den.  Kahvaltımızda kullandığımız bunun gibi tüm ürünlerimizi hem yerli üreticilerden hem de girişimci annelerden tedarik ediyoruz. Kahve gruplarımızla, pastalarımızla, dünya mutfağımız, soğuk alkolsüz kokteyllerimiz ile her alanda iddialıyız.

Sektördeki gelecek hedeflerinizden bahseder misiniz?

Hizmet sektöründe gelişim ve dönüşümlere ayak uydurarak var olan işletmelerimizde başarımızı sürdürmeyi amaçlıyorum. Kendi tasarladığım bir markayı şubeleştirmek ve franchaise vermeyi hedefliyorum.

Okumaya Devam Et
Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Röportajlar

“İNSANLARA YENİ DÜNYANIN KAPILARINI AÇIYORUZ”

Yapı sektöründeki gelişmeleri yakından takip ederek inşaat sektöründe kendine güçlü bir yer edinen Saygın İnşaat’ın Kurucusu Melih Can Saygın ile MERSİ okuyucuları ile bir araya geldik.

Published

on

İnşaat sektörü tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonominin bel kemiği olan sektörlerin başında geliyor. Gelişen teknolojileri projelerine endeksleyen Saygın İnşaat,  gerek ülke genelinde gerekse yurtdışında yürüttüğü projeleriyle sektörde başarılarından söz ettiriyor. Gayrimenkul ve inşaat alanlarında dikkat çeken projelere imza atan Saygın İnşaat’ın Kurucusu Melih Can Saygın, çarpık kentleşmeye karşı projeler hazırladıklarını ve insanlara yeni dünyanın kapılarını açtıklarını söyledi.

 Okuyucularımız için kendinizden bahseder misiniz?

Merhabalar ben Melih Can Saygın. 22 Mart 1993 Adana doğumluyum. Aslen Adıyamanlıyız. Orta ve Lise Öğrenimini Mersin Toros Kolejinde tamamladım. Üniversite eğitimimi ise Mersin Çağ Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik bölümünü bitirdim. Şimdi ise hayalim olan inşaat sektörüyle uğraşmaktayım. Saygın İnşaat, Saygın Gayrimenkul ve MÇD Gayrimenkul Ortaklığı kurucusuyum.

“KÜÇÜKLÜĞÜMDEN BERİ HAYALİMDİ, UZUN VE GÖRKEMLİ BİNALAR”

İnşaat sektörüne girme hikayeniz nasıl başladı? Hangi alanlarda faaliyet gösteriyorsunuz?

Ailemiz Çukurova Bölgesinde 90 senedir ticaretin birçok kolunda aktif bir şekilde faaliyet göstermiştir. İnşaat sektörüne girişimizin hikayesine gelecek olursak küçüklüğümden beri hayalimdi uzun ve görkemli binalar. Aileme bu düşüncemi söylediğimde bu hayalimi gerçekleştirmemde yardımcı oldular. Faaliyet alanlarımıza gelirsek bir inşaat şirketi gibi bina dikmiyoruz yeri geldiğinde ortak belediyelerimizle beraber yol, kaldırım, asfalt, üst geçit, battı-çıktı yeri geldiğinde ise karayollarımız ile beraber otoban yolu, tünel faaliyetlerinde bulunmaktayız. Cami yapımı, kapalı-açık otopark, stadyum yapımında bulunuyoruz.

“ÇARPIK KENTLEŞMEYE KARŞI PROJELER HAZIRLIYORUZ”

Şuanda yürüttüğünüz projeleriniz neler? Gelecek hedeflerinizden bahseder misiniz?

Şu an İstanbul’da üzerinde çalıştığımız yeni bir proje ile karşınıza çıkacağız. Bu proje İstanbul Çengelköy’de 4 bloktan oluşan 240 dairelik bir projedir. Ayrıca hem yurtiçi hem de yurtdışı ihale süreçlerinde almaktayız. Gelecekte hedeflerimize gelirsek ise çok yakında Mersin Mezitli Soli semtinde 3 bloktan oluşan projemizle karşınızda olacağız. Ayrıca Aralık ayında Katar’da stadyum projemiz mevcuttur.

Kentsel dönüşüm konusunda ne düşünüyorsunuz?

Kentsel dönüşüm ne yazık ki ülkemizin hala çözüm bulamamış sorunlarından birisi. Ülkemizde ne kadar yeni ve modern yapılar yükselse de kentlerimizin eski çarpık şehirleşme kültürünün devam ettiğini görmekteyiz. Biz Saygın İnşaat olarak insanlarımızı mağdur etmeden onlara yeni dünyanın kapılarını açmayı ilke edindik. Ekiplerimizle beraber kentlerimizde çarpık kentleşmeye karşı projelerimizi hazırlıyoruz.

“SON YILLARDA ÜLKEMİZDE AVRUPAİ MİMARİ GÖZE ÇARPIYOR”

Ülkemizde inşaat sektörü  sizce ne durumda?

İnşaat sektörü her zaman tutulan bir sektör olmuştur. Son 5 senedir ülkemizde modern yapıları sıkça görmekteyiz.  Lakin pandemiden sonra oluşan yeni dünya sisteminde hem ev alımı hem de ev satışı zor olmuştur. Artan kur nedeniyle ilk önce inşaat sektörünü etkilemiştir.

Ülkemizde son 10 senedir inşaat sektörü çok ilerledi. Eskiye nazaran yüksek katlı binalar göze çarpmakta. Son yıllarda yapılan projelerde Avrupai mimari ayrıntılar gözlemliyoruz.

Sektörde yaşanan sorunlar neler?

Sektörde kalifiyeli elaman sorunu yaşıyoruz. Kalifiyeli elamanların birçoğu yurtdışına gitmekte. Ve sektörde kalifiyeli eleman eksiği göze çarpıyor.

Son 1 senedir kurdaki dalgalanmalar sektörümüzü olumsuz yönde etkiledi. Ne yazık ki mevcut dairelerimizin önceki yıla nazaran yüzde 100’ü aşan fiyatından ötürü vatandaşlarımız ev alımında zorlanmakta. Buna ek olarak bankaların yüksek kredi faizlerinden ötürü vatandaşlarımızın ev alma hayali zora giriyor.

“TEKNOLOJİYİ PROJELERİMİZE ENDEKSLİYORUZ”

Gelişen teknolojilerin inşaat sektörüne ne gibi faydaları oldu?

Gelişen teknoloji her sektörü etkilediği gibi inşaat sektörünü de etkilemekte. Biz gelişen teknolojiyi yaptığımız projelere endeksliyoruz. Bunun yanı sıra vatandaşlarımız yerlerinden kalkmadan örnek dairemizi gezebiliyor, fiyat alabiliyor. Bu sayede zamanlarından tasarruf sağlıyorlar.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Ülkemizdeki ekonomik durumun bir an önce düzelip vatandaşlarımızın eskisi gibi inşaat sektörüne rehavet göstermesini diliyorum. İnşaat sektöründe kullanılan ham maddelerin fiyatlarının minimize düşürülmesini temenni ediyorum. Son olarak ülkemizde birlik ve beraberliğin ön planda olduğu bir yaşam diliyoruz.

Okumaya Devam Et

Röportajlar

“SİNA KOZMETİK BİR HAYAL MARKASIDIR”

Kozmetik pazarında kendine başarılı bir yer edinen Sina Kozmetik’in Kurucusu Sinan Bilgili, fason kozmetik üretimine dair her şeyi MERSİ okuyucuları için anlattı.

Published

on

Kozmetikte kendi markasını yaratmak isteyenlere deneyimlerini aktararak girişimcilerin hayalindeki ürünleri kaliteli bir şekilde üreten Sina Kozmetik, iş ortakları ile çıktığı yolda fikir aşamasından üretime kadar danışanların isteklerini titizlikle planlıyor. Kozmetik ürünlerinde güvenli hammadde kullanımını öncelik edinen Sina Kozmetik Kurucusu Sinan Bilgili, “İş ortaklarımızın beklentilerinin üzerinde hizmet sunarak hem yurt içi hem de yurt dışında güvenirliğin simgesi olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz” dedi.

Okuyucularımız için bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Aslen Karadenizliyim, Artvinli bir aileden geliyorum. 1984 Mersin doğumluyum. 2007 yılında çalışan olarak başladığım Eroğlu Holding’de 2020 yılında aldığım bir kararla kendi yolumu çizdim. Çalışma hayatımın bana vermiş olduğu tecrübeleri kendi işime entegre ederek belirlediğim hedef doğrultusunda yoluma devam ediyorum.

“DANIŞANLARA HEDEFLERİNE ULAŞMALARINDA YOL GÖSTERİYORUZ”

Detaylara inmeden önce, bize kısaca Sina Kozmetik hakkında bilgi verir misiniz?

Parekende, E- ihracat ve E- ticaret platformlarında yer alan uluslararası ihracat odaklı çalışan bir firmayız. Trendyol, Hepsiburada ve Amazon gibi ticaret portallarında yer alarak ürünlerimizin dünyanın her yerine teminini sağlıyoruz. Müşterilerimiz çoklu ürün alımı yapabileceği gibi adet olarak da ürünlerimize ulaşabiliyor.  Aynı zamanda kişilerin kişisel bakım ve sağlık ürünlerinde tercih ettikleri ürünleri Sina kozmetik sayesinde fason üretimle danışanlara sunuyoruz. Ar-Ge çalışmalarından üretim aşamasına kadar geçen süreçte müşterilerimize tüm aşamalarda destek sağlıyoruz. Dünyada gelişen teknolojiyi takip ederek danışanlarımızın hedeflerine nasıl ulaşacaklarını planlayarak gün sonunda mutlu iş ortaklıklarına da imza atıyoruz.

Başarı yolculuğunuza 2017 yılında güzellik merkezi işletmeciliği ile başladığınızı biliyoruz. Kozmetik alanına ise 2020 yılında Sina ismiyle adım atmışsınız. Kozmetik ürünler üretmeye nasıl karar verdiniz? Daha önce kozmetik sektörüne girmemenizin bir sebebi var mı?

2017 yılında açtığımız güzellik merkezinde eşimle birlikte güzel işlere imza attık. Geçmiş yıllarda çalıştığım şirketteki görevim iş geliştirme ve eğitim uzmanlığıydı. Oradan edindiğim bilgileri güzellik merkezine uyguladığımda ortaya güzel şeyler çıktığını gördüm. Dolayısı ile bu da beni motive etti. İş yerinde yaptığımız sıcak satış bende markalaşma fikrini uyandırdı. Daha önce olmamasının sebebi ise her şeyin bir zamanı olmasından. Her şey belli koşullar ve aşamaları geçtikten sonra bence en doğru zamanda gerçekleşiyor.

“HER EVDE BİR TANE SLOGANIYLA HAREKET EDİYORUZ”

Ürettiğiniz ürünlerin seçimini nasıl yapıyorsunuz?

Sina Kozmetik olarak kozmetik ürünlerinin dünya standartlarında üretimini yapmaktayız. Her evde 1 tane sloganıyla hareket ediyoruz. Her evde olması gereken, olmazsa olmazları arıyoruz. Nasıl her evde şampuan, el sabunu, diş macunu olması gerekiyorsa seçtiğimiz ürünleri de her bir bireyin tercih etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bugün her evde mutlaka bir krem vardır, ‘biz ürettiğimiz bir kremi nasıl her eve sokarız’ sorusunun cevabının peşindeyiz.

Müşteri hedef kitleniz kimlerden oluşuyor?

Hem kadınların hem de erkeklerin kullanabileceği ürünler üretiyoruz. Bunları da üretirken 7’den 70’e her yaşa ve her kesime hitap etmeyi hedefliyoruz.

“HAMMADDEYİ KULLANIRKEN SAĞLIĞA ZARARSIZ OLDUĞUNDAN EMİN OLURUZ”

Ürünlerinizde güvenliğe öncelik verdiğinizi biliyoruz. Peki güvenli kozmetik ürünler üretmek adına neler yapıyorsunuz?

Güvenli kozmetik ürünü üretebilmek için hem kullanılan hammaddenin hem üretim yapılan tesisin bazı yeterlilikleri sahip olması gerekir. Üretimlerimizi yaptırırken üretim tesisinin GMP, IAS, DSR, Helal Belgesi, Cruelty Free gibi belgelere sahip olması ön şartımız. Kullanılan hammaddelerin menşei ve analiz raporlarını danışmanlarımız tarafından incelenir ve sağlığa zararsız olduklarından emin olduktan sonra ürünlerimizde kullanırız.

Erkek kozmetiği konusunda düşünceleriniz nelerdir? Bu konuda girişiminiz var mı?

Erkekler bu konuda kadınlara nazaran daha geri planda kalıyordu. Günümüz Z kuşağının metroseksüel tarafları da var. Artık erkekler de kozmetik ürünlerini kadınlar kadar tercih ediyor. Bu sebeple üretim yaparken unisex yapmaya özen gösteriyoruz.

“YENİLİKÇİ VE ÖZVERİLİ OLMAK BAŞARIMIZDAKİ EN BÜYÜK ETKEN”

Temeli lojistiğe dayanan bir firma olarak, kozmetik alanında yakaladığınız başarıyı nasıl açıklarsınız?

Yenilikçi, çözüm odaklı ve disiplinli çalışmamız başarımızdaki en büyük etken. Fason kozmetik üretiminde kaliteden ödün vermeden, çevre ve topluma duyarlı olarak hareket ediyoruz.  Sina Kozmetik olarak tüketici odaklı çalışma prensibini benimserken aynı zamanda danışanlarımızı doğru olarak anlayıp titizlikle çalışıyoruz. Bence özverili çalışmak başarıyı da beraberinde getiriyor.

Lojistik alanındaki faaliyetlerinizden de biraz bahseder misiniz?

Uluslararası ihracatı hedeflediğimiz için lojistik alanında olmamız gerekirdi.  Lojistik alanında da kendimizi geliştirdik. Sadece kendi ürünlerimizi ihraç etmiyoruz.  TİO belgemizle Taşıma işleri organizatörlüğü adı altında faaliyet göstererek firmalara güvenli taşımacılık hizmeti de veriyoruz.

Peki ya gelecek hedefleriniz nelerdir?

Türkiye ve dünya standartlarını göz önünde bulundurarak, en üst kalite düzeyine ulaşmak ve müşterilerimize ulaştırmayı hedefliyoruz. Daha fazla üretim yapmayı ve Avrupa pazarında daha çok yer almayı amaçlıyoruz.

Okumaya Devam Et

Röportajlar

“BİR KÜLTÜR MİRASI”

Dededen toruna üç kuşak devam eden Hacıbaba Et lokantalarının işletmeciliğini yapmakta olan ve aynı zamanda Hanzade Künefe markasının kurucusu Hasan Ceylan başarı hikâyesini MERSİ okurlarına anlattı:

Published

on

Hacıbaba markasının bir kültür mirası olduğunu ifade eden Hasan Ceylan, her damak tadına hitap eden ve yeme-içme sektöründe 500 ayrı reçete ile 3. kuşak boyunca süren başaranın temelinde yatan özveriyi MERSİ okuyucuları için paylaştı.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Ben Hasan Ceylan Yakındoğu Üniversitesi Psikoloji bölümü mezunuyum. Klinik psikoloji yüksek lisansım aynı üniversitede devam etmektedir. Aynı zamanda ticaretle uğraşmaktayım. Mersin’de dededen toruna üç kuşak devam eden Hacıbaba et lokantalarının işletmeciliğini yapmaktayım. Aynı zamanda Ankara da kurulan Hanzade künefe markasının kurucu ve işletmecilerindenim.

 

Hacıbaba markasını okuyucularımız için anlatır mısınız?

Hacıbaba et lokantası dededen toruna gelen bir kültür mirasıdır aslında. Bu markaya ailece tutunmuş ve marka ile bütünleşmiş durumdayız. Mersin’de üç şubesi bulunan ortalama günde 20.000 insana hizmet veren bir markadır. Kültürel değerlere önem veren, Anadolu lezzet ve kültürünü günümüze uyarlayarak ortalama aylık 500 ayrı reçetesini menüsünde barındıran Türkiye’nin en geniş yemek menüsüne sahip restoranlarındandır.

Psikolog olduğunuzdan bahsettiniz? Kendi mesleğinizi icra etmeye devam ediyor musunuz? Sizi restoranların başına geçmeye iten sebep neydi?

Psikoloji alanı benim lise yıllarında dikkatimi çekmeye başlayan bir alandı, o günlerden şimdilere kadar bu alanla ilgili çok araştırmalar yapıp, birçok kitap okuyunca ilgim ve merakım daha da arttı. Mesleğim olan psikologluğu seven ve benimsemiş biriyim. Fakat aynı zamanda henüz çocuk yaşımda başladığım ticaret hayatımda devam etmektedir. Mesleğim ile beraber Hacıbaba et lokantaları ve Hanzade künefe markamızın da yönetiminde bulunmaktayım.

Restorana dönersek menünüzde ne tür lezzetler yer alıyor?

Kültürel değerlere önem veren, Anadolu lezzet ve kültürünü günümüze uyarlayarak ortalama aylık 500 ayrı reçetesini menüsünde barındıran Türkiye’nin en geniş yemek menüsüne sahip restoranlarındandır.

Misafirleriniz tarafından en sevilen ve en sık tercih edilen ürünleriniz hangileri?

Her damak tadına hitap ediyoruz diyebilirim. Et yemekleri, tavuk yemekleri, sakatattan çorbalara, ızgaralar, lahmacun ve pide çeşitleri derken menümüz öyle yoğun ki tam olarak şu tercih daha fazla dememiz oldukça zor

Hacıbaba Concept’i diğer restoranlarınızdan ayıran özelliği nedir?

Bir kültür mirası olmasıdır bence. Ticari bir işletmeden çok daha fazlası. Müşteri değil, kültürümüzdeki misafir mantığı mevcut. Önceliğimiz misafirlerimizin memnuniyeti ve sağlığı.

Mersin ili dışında şube açmayı düşünüyor musunuz?

Şu an için Hacıbaba markamız ile Mersin de daha fazla misafirimize hizmet etmek öncelikli hedefimiz, fakat zamanı geldiğinde şartlar olgunlaştığında markamızı farklı şehirlerde görebiliriz.

Önümüzdeki dönemde sektörle ilgili projeleriniz/hedefleriniz neler?

Öncelikle hedefimiz kültür mirasımızı korumak. Zor piyasa şartlarında istihdamı sürdürmek ve piyasadaki etkinliğimizi sürdürmek.

Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Tüm okuyuculara ve siz emeği geçen tüm mersi dergi çalışanlarına şükranlarımı borçluyum.

Okumaya Devam Et

Trendler