Kadın ve erkek tanışır, görüşmeye başlar, romantik buluşmalar, gelecek hayalleri derken bu tatlı flört bir bakmışsınız uzun soluklu bir ilişkiye dönüşmüş.. Hiçbir peri masalı baştan sona mutlu mesut geçmez ya, bu romantik ilişkide de zaman geçtikçe iletişim sorunları, hoşa gitmeyen durumlar, kavgalar, küslükler başlamış. Ve kahramanlarımız kendilerini eşe dosta zamanında aşık oldukları prens ve prenseslerin aslında ne kadar da değişmesi gereken özellikleri olduğundan yakınırken bulmuşlar.

Elimde bir sihirli değnek olduğunu ve ufak bir dokunuşla partnerinizin tam da istediğiniz yönde değişebileceğini söylesem ne derdiniz? Bundan sonra onda şikayetçi olduğunuz hiçbir özelliğine bir daha rastlamayacaksınız. Biliyorum harika olurdu ama maalesef böyle bir değneğim yok. Olan birini de tanımıyorum. Hadi o zaman şimdi yapabileceklerimizden bahsedelim.

Zaman içinde yaşayan her şey gibi ilişkimiz ya da biz değişim gösteririz. Bu değişim karşısında en güçlü yapının bile ihtiyacı olduğu gibi ilişkimizin de yenilenmeye ve bakıma ihtiyacı olur. İlişkimizde ya da partnerimizde değişmesini istediğimiz bir ya da çok fazla özellik de olabilir. Bir kere kabul ettik diye hep aynı kalacak mıyız? Tabii ki hayır. Güçlü ve sağlıklı ilişkiler, geçen zamana ayak uydurarak ‘güncellenirler’. Yolunda giden ve değişim karşısında sorun yaşamayan çiftlerle, değişime direnç gösteren çiftler arasında ‘minnacık(!)’ bir fark vardır; Eleştiri Kültürü.

Eleştiri; kendisini, karaktere dair yapılan bir yorum, suçlama, yargılama, vs. şeklinde belli eder. Eleştirilen kişide, kendisini savunma, karşı taarruza geçme gibi gereksinimler uyandırır. Eleştiri daha çok davranış ya da karaktere yöneltilen olumsuz yorumlardır. Mesela; sorun yaşadığımız ve değişmesine ihtiyaç duyduğumuz şey partnerimizin para yönetimi ise; bunu ‘ne kadar müsrifsin’ diye dile getirmemiz, genel karakterine yönelik bir yorum olduğu için onu savunmaya itecektir. Karşılığında ‘sen de çok cimrisin!’ gibi bir yanıt almamız hiç de şaşılacak bir durum değildir.

Değişim hedeflerken partnerinizi eleştiri bombardımanına tutmanız, sizi onunla karşı karşıya getirmekle kalmayacak, aynı ilişkide yalnız hissetmenize, desteksiz kalmanıza ve karşı taraf için bir tehdit oluşturmanıza sebep olacaktır. Bu noktada; partnerimizde değişmesini istediğimiz şeylerin olması ile bunu ona nasıl söyleyebileceğimiz arasında yakından bir ilişki var. Varoluşunu ve karakterini eleştiren bir eş yerine, onu olduğu gibi kabul eden bir partneri olduğunu hisseden eş, değişime karşı direnç göstermekten vazgeçecektir.

Ne yapmalıyız?
- Objektif başlıklar seçin. Mesela konu partnerinizin müsrifliği yerine daha objektif olarak ‘para yönetimi’ olsun. Böyle bir başlıkta tehlike sinyali algılanması daha düşük bir ihtimal olacaktır.
- Diyalog kurun. Sert ve genel eleştiriler yerine, duruma özgü, ihtiyaç belirten ve uzlaşmaya müsait bir tutum sergileyin. ‘Her akşam dışarda yemek yemenden bıktım biraz evde otur!’ demek yerine; ‘Bu şekilde harcamalarımız olduğunda ay sonu için kendimi güvende hissetmiyorum. Akşamları daha çok evde olmana ihtiyacım var. Bununla ilgili ne düşünüyorsun?’
- Nabzınızın farkında olun. Çoğu tartışma ya da kaotik konular, onlar hakkında konuşurken öfkemizin daha hızlı yükselmesine sebep olabilir. İşte size önemli bir bilimsel bilgi daha; nabzımız 90 üzerindeyse, partnerimizin her söylediğini açıkça algılamamız pek mümkün değildir. Bu sebeple bu konu hakkında konuşabilmek için yeteri kadar sakin olduğunuzdan emin olun. Sakinliğinizi kaybettiğinizde ara verin ve sakinleşip konuşmaya geri dönün. Bu adım oldukça önemli; eğer sakinleşme ve öfke sorunları yaşadığınızı düşünüyorsanız, belki profesyonel bir yardıma ihtiyacınız olabilir.
- Uzlaşma alanları yaratın. Pazarlıklarda her zaman esnetemeyeceğimiz alanları önce konuşmak daha özgür bir hareket alanı yaratır. Mesela; ‘En az 3 gün evde yemek yemek konusunda esneyebileceğimi zannetmiyorum.’ ‘En az 2 günü dışarda geçirmek benim için önemli ve esnetemem.’ Gibi kırmızı çizgiler, uzlaşabileceğiniz alanlar hakkında size daha fazla hareket alanı sağlayacaktır.
- Ne olursa olsun partnerinizin yanında olun. Bu madde değişim hedefleyen ve güçlü ilişki isteyen her partner için son derece önemli. Her zaman eşinizi seçme sebeplerinizi, onda sevdiğiniz özellikleri, bu yolda aslında yan yana olduğunuzu ve bir ‘takım’ olduğunuzu hatırlayın.

Partnerinizi değiştirmenin ilk adımı; aslında onu değiştirmeye çalışmayı bırakmaktır. Bu önemli sır yüzyıllardır saklanmakta ve çok az kişi bilmektedir. Çiftlerle laboratuvar ortamında uzun soluklu yapılan araştırmalar iyi giden ilişkiler ile yolunda gitmeyen ilişkilerin özelliklerini bugün bizlere bilimsel verilere dayanarak sunmakta. Bu verilere göre güçlü ve uzun soluklu ilişkiye sahip olan çiftler birbirlerini ‘OLDUKLARI GİBİ KABUL EDEBİLME’ formülünü oldukça yaygın kullanmaktalar.

Değişim stres yaratır. Stresli yaşam olayları ise, çatışmalara sebep olabilir. İdeal ilişkiler sessiz sedasız ilişkiler gibi düşünülse de, her çatışma aynı zamanda ilişki ayarlarını güncellemek, birbiriniz hakkında bilgi edinmek için önemli fırsatlardır. İlişkinizin nefes aldığını unutmayın. Ve partnerinizin ‘yol arkadaşınız’ olduğunu da. Yol arkadaşları karşılaştıkları zorluklarda birlikte daha güçlüdürler.
Sevgiyle kalın..
Psk. Esra Naz ÖZEL KONYALIOĞLU
www.esranazozel.com
