Connect with us

Ekonomi

YANİÇKİNA: “MERSİN TEMİZ ENERJİ MERKEZİ OLACAK”

Yaniçkina, “Her yeni nükleer santral, iklim değişikliğiyle mücadelemize büyük katkı sağlıyor” dedi.

Published

on

Nükleer enerji bilgilendirme merkezlerini geliştirmeyi amaçlayan özerk, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Energy of the Future’ın Genel Müdürü Tatiana Yaniçkina, nükleer sektörün, ekonomik büyümeyi, girişimciliği, eğitimi, bilimi ve yeni endüstrileri geliştirdiğini söyledi. Dünyada faaliyet gösteren nükleer reaktörlerin her yıl 2,1 milyar ton karbondioksit emisyonunu engellediğini belirten Yaniçkina, “Her yeni nükleer santral, iklim değişikliğiyle mücadelemize büyük katkı sağlıyor” dedi.

Nükleer santraller, pandemi sürecinde elektrik üretimine devam ederek enerji arzının sürekliliğini sağladı. Nükleer teknolojilerin, tıbbi testlerden ekipman ve malzemelerin sterilizasyonuna kadar farklı alanlarda kullanılması ise dünya genelinde nükleere duyulan güvenin artmasına neden oldu. Uzmanlara göre, nükleer santrallerin bulunduğu bölgeye ekonomik ve sosyal faydalarının yanı sıra dünya ekosistemine de katkısı büyük. Nükleer; güneş, rüzgar, su gibi düşük karbonlu enerji çeşitleri arasında, 365 gün, 24 saat, hava koşullarına bağlı olmadan elektrik üretebiliyor. Covid-19 krizi, enerji arzı güvenliğinin sağlanmasında ‘güvenilir güç’ kaynağının ne kadar önemli olduğunu da ortaya koyuyor. Salgından sonra ülkelerin önünde ekonomik iyileşme, istihdam oluşturma, enerji güvenliği ve iklim değişikliği gibi dört öncelikli sorun olduğuna dikkat çekiliyor ve nükleer enerjinin bu dördünün çözümüne destek sunacağı belirtiliyor.

“Korona virüs gibi sera gazları da sınır tanımaz”

Korona virüs sonrası dünya ekonomisini canlandırma çabalarının iklim değişikliği ile mücadeleyi de güçlendirmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, nükleer enerji olmadan bunun mümkün olamayacağına dikkat çekiyorlar. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, 27-28 Nisan’da yapılan Petersberg İklim Diyaloğu video toplantısında, “Küresel finansal sistem, politika ve altyapıyı şekillendirirken iklim ile ilgili riskleri ve fırsatları göz önünde bulundurmalıdır. Yatırımcılar gezegenimizin sürdürülemez büyüme için ödediği bedeli görmezden gelemezler. Her iki acil durumu da çözmek için uluslararası bir topluluk olarak birlikte çalışmalıyız. Korona virüs gibi sera gazları da sınır tanımaz. Dünyamızı daha iyi hale getirmek için bir fırsatımız var” ifadelerini kullanmıştı.

“Yılda 2,1 milyar ton karbon emisyonunu engelliyor”

Uluslararası Atom Enerji Ajansına (IAEA) göre, şu anda dünyada 30 ülkede 441 nükleer güç reaktörü elektrik üretiyor. Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom tarafından Mersin’de kurulacak Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) ile nükleer kulübünde yer almak için ilk adımı atan Türkiye’nin yanı sıra aralarında Japonya, Hindistan, İngiltere, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Finlandiya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Rusya’nın da yer aldığı 19 ülkede 54 reaktörün inşaat çalışmaları devam ediyor.

“Her yeni nükleer santral projesi, her yeni nükleer santral, iklim değişikliğiyle mücadelemize büyük katkı sağlıyor” sözleri, nükleer enerji bilgilendirme merkezlerini geliştirmeyi amaçlayan özerk, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Energy of the Future’ın Genel Müdürü Tatiana Yaniçkina’ya ait.

Yaniçkina’ya göre; nükleer sektör, ekonomik büyümeyi, girişimciliği, eğitimi, bilimi ve yeni endüstrileri geliştiriyor. Atomun parçalanmasından oluşan, temiz, güvenilir, on yıllarca öngörülebilir ve uygun fiyatlarla elektrik erişimi sağlayan nükleer enerjinin ülkelere somut katkılarının listesi de bir hayli uzun. “Neredeyse sıfır emisyona sahip nükleer enerji olmadan, dünyanın büyük sorun yaşayacağına dair kanıtlar var” diyen Yaniçkina, şöyle konuşuyor:
“İklim değişikliği ve hava kirliliği gezegenimizi yok ediyor, canlı türlerinin soyunun tükenmesine ve ekonomik büyümenin faydalarının boşa gitmesine sebep oluyor. Bugün dünyada faaliyet gösteren nükleer reaktörler, her yıl 2,1 milyar ton karbondioksit (CO2) emisyonunu engelliyor. Kıyaslamak gerekirse, gezegenimizdeki tüm ağaçlar ve ormanlar 2,5 milyar ton CO2 emiyor. Bilim adamları, önümüzdeki 10 yılda her yıl yaklaşık 10 ila 20 yeni reaktör inşa edilip şebekeye bağlanmadıkça, küresel ısınma tehlikesinin geri döndürülemez hale geleceğini ifade ediyorlar. NGS’de elektrik üretildiğinde oksijen tüketilmez ve sera gazlarının yanı sıra kirletici, toksik ve kanserojen maddelerin salınması söz konusu değildir. Ve bu da nükleer enerji santrali işletimi sırasında atmosfere, çevreye zararlı yayılımlar olmaksızın elektrik elde etmenin mümkün olduğu anlamına gelir.”


“Nükleer tıp her yıl milyonlarca insanın hayatını kurtarıyor”

Salgın süresince nükleer enerjinin tıp alanındaki önemli rolünün daha net ortaya çıktığına değinen Tatiana Yaniçkina, atomların hayat kurtarıcı özelliğine dikkat çekerek, şunları kaydediyor:
“Nükleer tıp birçok hastalığı ve hayatı tehdit eden durumları önlemeye, teşhis etmeye ve tedavi etmeye yardımcı oluyor. CT’ler, MRI’lar ve X-ışınları, vücutta yanlış giden şeyleri geç olmadan tespit etmek için kullanılıyor. Erken aşamalarda birçok ölümcül hastalığı tespit etmeye yarıyorlar. Daha önceden ölümcül kabul edilen, ancak aslında tedavi edilebilir olan hastalıklar tespit edilebiliyor. Tüm dünyada nükleer tıp her yıl milyonlarca insanın hayatını kurtarıyor. En ünlü ve popüler nükleer görüntüleme teknolojisine ise PET – Pozitron Emisyon Tomografisi deniyor. Bu tür cihazların yardımıyla doktorlar, vücuttaki kimyasal süreçleri ve organların moleküler düzeyde işleyişini gözlemlemelerine yardımcı olan görüntülere erişebiliyorlar. Böylece hastanın sağlığında gerçekleşen küçük değişiklikleri diğer tanı tekniklerinden daha önce tespit edebiliyorlar.”

Mersin temiz enerji merkezi olacak”

Nükleer enerji ile ilgili tartışmaların ülkelerde genelde politik ve duygusal ilerlediği, hükümetlerin santral yatırımlarını fobilere göre değil, bilimsel bilgilere dayanarak yapması gerektiği çok sayıda uzmanın dile getirdiği önemli noktalardan biri. Nükleer santrallerle ilgili ciddi bir bilgi kirliliği olduğuna değinen Tatiana Yaniçkina, Akkuyu NGS’nin devreye alınmasıyla Mersin’in temiz enerji potansiyelinin artacağını kaydederek, “Rüzgardan sonra dünyanın en büyük ikinci düşük karbonlu güç kaynağı olan nükleer, güneş, rüzgar, hidroelektrikle birlikte temiz enerji sepetinde yer alıyor. Bu enerji türleri, birbirlerinin rakibi değil, tamamlayıcısı durumunda. Kapladığı alan, enerji üretim kapasite faktörü, neredeyse hiç sera gazı emisyonu üretmemesi ve 7/24 hava koşullarından etkilenmeden çalışmasıyla nükleer santrallerin alternatifi yok. Akkuyu NGS’nin kurulacağı Mersin, yenilenebilir enerji potansiyeli açısından oldukça verimli bir bölgede bulunuyor. Şu anda güneş, rüzgar, hidroelektrik santrali dahil toplam 49 adet elektrik enerji santrali bulunan Mersin‘in elektrik santrali kurulu gücü 1.065 MW. Akkuyu NGS sahip olduğu 4800 MW’lık kurulu gücün de hayata geçmesiyle birlikte bölge temiz enerji merkezi olacak. Bölge sanayisinin, tarımının, turizminin gelişimine katkı sağlanırken, ekolojisi de korunacak” dedi.

“Etkileyici bir üretim kapasitesi var”

Bilimsel bilgilerin halka daha anlaşılır aktarılmasında bilgilendirme merkezlerinin önemine de dikkat çeken Yaniçkina, şöyle devam etti: “Bizler bilgilendirme merkezlerinde enerjinin ne olduğunu, nasıl üretildiğini, nükleer santrallerde üretilen kesintisiz enerjinin evlerde kullanılan elektrik sistemine nasıl dönüştüğünü maketler, araç ve gereçlerle anlatıyoruz. Mersin Akkuyu NGS Bilgilendirme Merkezinde bir bisiklet var. Pedal çevirerek enerji üretimini anlatıyoruz. Bir dakika pedal çevirerek bir cep telefonunu bir dakika çalıştıracak miktarda enerji üretiyoruz. Bu yaklaşık 0.001 kilowatt saat demek. Işıkları açık tutmak için, bir su ısıtıcısının çalışması ya da en sevdiğiniz dizileri seyretmek için ne kadar pedal çevirmek gerekeceğini düşünün. 24 saat boyunca pedal çevirsek bile, ortalama bir evin günlük olarak kullandığının yüzde 8’inden azını üreteceğiz. Bu bir egzersiz için tabii ki çok fazla. Aynı süre içinde yani sadece bir dakika içinde, bir gigawattlık yani 1000 megawattlık bir nükleer reaktör, 20 bin kilowatt saat elektrik üretiyor. Bu, 250 milyon cep telefonunu şarj etmek ya da su ısıtıcılarına, TV’lere, çamaşır makinelerine ve klimalara sahip bir milyon eve yetecek kadar enerji üretmek için yeterli. Üstelik doğaya saygılı, temiz bir enerji kaynağı. Sizce de etkileyici değil mi?”

Okumaya Devam Et
Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aktualite

İSO 500 LİSTESİNDE MTOSB’DEN 12 FİRMA YER ALDI

İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından düzenlenen ‘Türkiye’nin Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’ listesinde Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nden 12 firma yer aldı.

Published

on

İstanbul Sanayi Odası tarafından her yıl düzenli olarak açıklanan ‘Türkiye’nin Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2023’ listesinde Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nden 12 firma yer aldı. Listede, Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları 16., Yıldız Entegre Ağaç 27., Hayat Kimya 39., Memişoğlu Tarım Ürünleri 197., Armada Gıda 301., Teknopanel Çatı ve Cephe Panelleri 306., Erciyas Çelik Boru 324., ANKUTSAN Antalya Kutu Sanayi Oluklu Mukavva Kağıt 361., Göymen Food Gıda 426., Kalekim Kimyevi Maddeler 470., Europap Tezol Kağıt 477., Yılbor Boru Plastik 491. sırada yer aldı.

“GURUR DUYUYORUZ”

Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Sabri Tekli, ‘İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından düzenlenen ‘Türkiye’nin Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’ listesinde yer alan tüm firmalarımız ile gurur duyuyoruz. Ülkemizin üretimine, istihdamına ve ihracat rakamlarına direk olarak etki eden tüm sanayicilerimiz takdiri hak ediyor. Biz de yönetim kurulu olarak onların daha verimli bir şekilde üretimlerini sürdürebilmeleri adına üzerimize düşen sorumluluğun bilincindeyiz. Sanayicilerimiz ile gurur duyuyoruz’ dedi.

Okumaya Devam Et

Aktualite

TATİLCİLER MERSİN’E AKIN ETTİ, OTELLER YÜZDE 100 DOLULUĞA ULAŞTI

Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden Mersin’in incisi Kızkalesi başta olmak üzere tüm sahiller, bayram tatilinin 9 gün olmasıyla birlikte dolup taştı.

Published

on

Akdeniz’e 321 kilometre kıyısı bulunan Mersin’de bayram tatilinin 9 gün olmasıyla birlikte sahiller dolup taştı. Unesco Dünya Kültür Mirası geçici listesinde yer alan Korykos Antik Kenti’nin en önemli parçası Kızkalesi başta olmak üzere 11 mavi bayraklı plaja tatilciler akın etti. Türkiye’nin dört bir tarafından kente gelen tatilciler, bunaltıcı sıcak hava nedeniyle denize girerek serinledi. Deniz suyunun 26 dereceler olduğu kentte hava sıcaklığının 35-36 derecelerde olduğu belirtildi. Daha çok ailelerin tercih ettiği Kızkalesi’nde bir çok tatilci deniz de vakit geçirdi, bazıları da çeşitli su aktivitelerine katılarak heyecanlı anlar yaşadı.

Tatilcilerden Mehmet Ünal, memleketi Adana’da bayram ziyaretlerini yaptıktan sonra ailece Mersin’e tatile geldiklerini ve denizde serinleyerek vakit geçirdiklerini söyledi.

OTELLER YÜZDE 100 DOLULUĞA ULAŞTI

9 günlük tatilin turizmcilerin yüzünü güldürdüğünü belirten Kızkalesi Kültür ve Turizm Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Şirin Öztop, okulların da tatil olmasıyla tatilin dolu dolu geçtiğini kaydetti.

Bölgede doluluk oranının yüzde 100 olduğuna dikkat çeken Öztop,” Çevre illerden ve yurt dışından gelen misafirlerimiz var. Aile ağırlıklı olarak tercih ediliyor. Kurban Bayramı tatilinden sonra Temmuz’a geliyoruz. Eylül’ün sonuna kadar dolu dolu bir sezon geçirmeyi hedefliyoruz. O doğrultuda rezervasyonlar mevcut” dedi.

Deniz sıcaklığının 26 derecelerde olduğuna da değinen Öztop, “Hava da çok güzel. Aileler hep yüzüyorlar. Denizimiz derin değil, her kesime hitap ediyor. Mavi bayraklı 11 plajımız var, Kızkalesi ise özel bir yer, dünyaya açılan turizm kapısı” şeklinde konuştu.

Okumaya Devam Et

Aktualite

SU SIKINTISI ERKEN BAŞLADI! MESKİ VATANDAŞLARI UYARDI

Mersin Büyükşehir Belediyesince, son bir haftadır sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ve öngörülemeyen nüfus artışından kaynaklı olarak Toroslar ve Yenişehir ilçelerinin üst kotlarında aşırı tüketimden dolayı su temininde yetersizlikler yaşandığı belirtilerek, vatandaşların suyu tasarruf bilinciyle kullanması istenildi.

Published

on

Mersin Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamada, il genelinde son bir haftadır sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ve öngörülemeyen nüfus artışından kaynaklı olarak Toroslar ve Yenişehir ilçelerinin üst kotlarında aşırı tüketimden dolayı su temininde yetersizlikler yaşandığı vurgulandı. Kar ve yağmur yağışlarının mevsim normallerinin altında gerçekleşmesi nedeniyle hem yer altı hem de yer üstü kaynaklarda önemli ölçüde azalmalar meydana geldiği ifade edilen açıklamada, “MESKİ Genel Müdürlüğü, kırsalda küresel iklim değişikliği dolayısıyla yaşanan kuraklığın ve merkez ilçelerde nüfus artışıyla beraber rezervler üzerindeki olumsuzluğun etkilerini azaltmak amacıyla Pamukluk İçme Suyu Arıtma Tesisi başta olmak üzere, ilave su kaynaklarını devreye almak için çalışmalarına uzun zamandır yoğun bir şekilde devam etmektedir.

Dört merkez ilçemiz ve Tarsus’un içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılayan Berdan İçme Suyu Arıtma Tesisi ve İsale Hatları tam kapasite ile çalışmakta, işletmeden kaynaklı arızamız bulunmamakta ve karşılaşılan sorun ise aşırı tüketimden kaynaklanmaktadır” denildi.

“SU TASARRUFU BİLİNCİYLE HAREKET EDİLMELİ”

Ekiplerin hem sahada hem de SCADA Merkezinden takipte olup, çalışmalarına kesintisiz devam ettiği kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi; “Kuraklığın ve mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklık etkileri ile aşırı su tüketimine bağlı olarak su temininde yaşanan olumsuzlukları azaltabilmek adına su tasarrufu bilinciyle hareket edilmesi büyük önem arz etmektedir. Aşırı tüketime bağlı olarak su depolarındaki rezervlerimiz azalmakta, bu nedenle de zaman zaman kesintiler yaşanabilmektedir.

Vatandaşlarımızın yaşanan su kesintilerinden dolayı anlayışını bekliyor, insani tüketim amaçlı olarak temin ettiğimiz suyun, ‘bahçe sulama, yüzme havuzları, araç, balkon ve halı yıkama’ gibi tasarruf bilinciyle kullanılmasının önemli olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Hep birlikte iklim değişikliği ve kuraklığa karşı mücadele ederek gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak için suyumuzu koruyalım.”

Okumaya Devam Et

Trendler