Connect with us

Aktualite

“YAPAY GÜNDEMLERLE BİR YERE VARAMAYIZ GERÇEK GÜNDEM EKONOMİDİR”

Türkiye’nin gerçek gündeminin ekonomi olduğunu vurgulayan Kızıltan, günü kurtaracak, kısa vadeli çözümler yerine uzun vadeli planlamalar yapılması gerektiğini ifade etti.

Published

on

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, Türkiye’de son dönemde ekonomide sıkıntılar yaşanmasına, dolar, euro kuru ile altın fiyatları giderek artmasına karşın, yapay gündemlerle uğraşıldığını söyledi. Türkiye’nin gerçek gündeminin ekonomi olduğunu vurgulayan Kızıltan, günü kurtaracak, kısa vadeli çözümler yerine uzun vadeli planlamalar yapılması gerektiğini ifade etti.

MTSO Başkanı Kızıltan, son dönemde dolar, euro ve altındaki yüksek artışların ekonomiye etkileri ve iş dünyasının beklentilerini İHA muhabirine anlattı. Ülkenin gerçek gündemi ekonomi olması gerekirken, yapay gündemlerle uğraşılmasını eleştiren Kızıltan, çözümün uzun vadeli gerçekçi planlar olduğunu söyledi.

“Türkiye, bir türlü ekonomisini rayına oturtamamış bir ülke”

Türkiye’nin yıllardır sürekli bir olağan, bir olağanüstü iniş çıkışlar yaşadığına işaret eden Kızıltan, “Türkiye, bir türlü ekonomisini rayına oturtamamış bir ülke. Ne yazık ki böyle. Bu da bizim özel sektörümüze bir dinamizm getiriyor, çünkü bu inişli çıkışlı ekonomik hayata alışık bir özel sektör var. Ama bu demek değildir ki, bu inişli çıkışlı yolda yürüyen, koşan özel sektör her seferinde fedakarlıklar yaparak, halkımız fedakarlıklar yaparak bu işlerin altından kalkılacak.

Ciddi önlemler, kısa vadeli, uzun vadeli, büyük, küçük, geniş çaplı planlamalar yapılmalı. Bu sadece hükümetin üzerine de bırakılacak bir konu değil. Hükümeti de sıkıştıracak, baskı altında tutacak bir durum değil. Hükümetin de böyle görmesi lazım. Bunun sadece kendisinin altından kalkabileceği bir durum olmadığını anlamalı. Bunu bir gurur meselesi yapmaması lazım. Oturup hep birlikte Türkiye ekonomisini stabil, kararlı hale getirebiliriz” dedi.

“Türkiye hep bir telaş içinde. Kısa vadeli çözümlere odaklanılıyor”

Ekonomide yaşanan sorunlara hep kısa vadeli çözümler getirilmesinin, günü kurtarmanın yarınları kurtarmaya yetmediğini ifade eden Kızıltan, “Son dönemde doların, euronun ve altın arttı; çekler, senetler ödenmiyor diye kısa vadeli çözümler üretmeye çalışıyoruz. Kamuoyu baskısı da hükümeti buna zorluyor. Hep kısa vadeli. 2018 Ağustos ayında döviz kurlarının fırlamasını hatırlarız.

İnşaat krizinin başlaması, ardından Covid-19 illetinin başlaması hep kısa vadeli, anlık çözümlere odaklanıldı. Tamam, bunlar yapılırken uzun vadeli planlar yapılmadı. Devletin imkanları çok geniş; kısa vadeli çözümlerle uğraşan ekip yanında uzun vadeli imkanlarla uğraşan bir ekip mutlaka olmalıdır.

Bunun üzerinde çalışmak gerekiyordu. O zaman da hep söyledik; ‘Kısa vadeli destekler verilip planlanırken bir yandan da ileriyi düşünerek uzun vadeli plan yapmak gerek’ dedik. Ama Türkiye hep bir telaş içinde. Siyasetten anlamadığımız için böyle. Bir taraf koz olarak görüyor, ‘hükümeti böyle alt edebilir miyiz’ diye, hükümet de ‘nasıl mücadele edebiliriz’ diye uğraşıyor” diye konuştu.

“Spekülatif hareketleri yapanlar engellensin”

Doların bu kadar artmasını, insanların ileriyi görememesi ve spekülatif hareketlere bağlayan Kızıltan, “Dolar artması ne demek? Paranız var ama bir takım nedenlerle ileriyi göremediğiniz, güvence olmadığı için para ile iş yapmak istemiyorsunuz. ‘Param nasıl erimesin’ diye düşünüyorsunuz. Ticaret yapsak paramız artacak ama ticaret yapmak için güven yok. Yatırıma yönelemeyince paradan para kazanma yoluna gidiyorlar. Bu konuda daha önce de Merkez Bankası yöneticileriyle görüştük. Döviz hareketlerini Türkiye’de kimler yapıyor bulunamaz mı? Bulunur. O zaman bulun. Bir bilgisayar tuşuna basarak kimler döviz hareketini yapıyor çok kolay ortaya çıkarılır. Paranın takibi çok kolaydır. Dünyada en kolay para takip edilebilir. Spekülatif hareketleri yapanlar engellenirse belki bir şeyler düzelebilir” ifadelerini kullandı.

“Artık ülke olarak gerçekçi politikalara yönelmeliyiz”

Spekülatif hareket edenlerin ortamdan faydalandıklarını, ortam hazır hale gelince de bu hareketleri yaptıklarını kaydeden Kızıltan, “İnsanlar iş yapmak için güvenli bir ortam görmüyor. Yatırım yapsa ‘şu kadar para harcayacağım ya yürümezse ürünümü satamazsam’ diye düşünüyor.

Ortada Covid var. Eylül ve ekimde daha büyük dalga beklentisi dile getiriliyor. Tüm dünya korona virüs nedeniyle tedirgin. Umutsuzluk var, ileriyi görememe durumu var. Son derece flu bir tablo var. Biz MTSO olarak hiç kötümser konuşmadık, hep moral veren, iş dünyasını motive eden, özel sektörü takdir eden bir politika izledik ama artık biraz da ülke olarak gerçekçi politikalara yönelmek zorundayız” şeklinde konuştu.

“Ülkenin gerçek gündemi ekonomidir”

Ülkenin yine yapay gündemlerle meşgul edildiğini belirterek, özellikle siyasi parti kurma tartışmalarını eleştiren Kızıltan, Türkiye’nin gerçek gündeminin ekonomi olduğunu, makro sorunları ve çözümlerini konuşmak gerektiğini vurguladı. Kızıltan, “Son dönemlerde birçok parti kuruluyor.

Ekonomide bu kadar sorun varken, bizim böyle bir lüksümüz olabilir mi? Böyle bir ortamda insanlar niye bunu düşünüyor? Birisi de çıkıp ‘Gelin oturalım Türkiye’yi nasıl bu çıkmazdan kurtarabiliriz, bunları konuşalım’ demiyor. Yine yanlış konuları tartışıyoruz. Yapay gündemlerle bir yere varamayız. Türkiye’nin makro sorunlarını ve çözümleri konuşalım. Ülkenin gerçek gündemi ekonomidir. Günü kurtarmak, yarınları kurtarmıyor” değerlendirmesini yaptı.

“Hammadde, ara malı ithal eden firmalarımız zorda kalacak”

Dövizdeki artışın iş dünyasına etkilerini de anlatan Kızıltan, özellikle dışarıdan hammadde, ara malı temin edip üretim yapan, ithalat bağlantısı olan firmaların zorda kalacaklarının altını çizdi. Bu firmaların maliyetlerinin bir anda artacağını ve sıkıntılı günler yaşayacaklarını kaydeden Kızıltan, şöyle devam etti: “İhracatçıda ise bir şans olur. Bunu kullanıp ihracatımızı artırabilirsek denge sağlanabilir.

Ama Türkiye’de psikolojik olarak her şey birbirini etkiliyor. İçtiğimiz çay Türkiye’de üretiliyor ama bu bile etkileniyor. Döviz arttı hemen çaycılar çay fiyatını artırıyor. Oysa dolarla ne ilgisi var diye düşünüyorsun. Böyle bir psikolojik etki var. Her yere yayılıyor. Eğer ihracatımızı artırabilirsek, Türkiye’ye dışarıdan para getirebilirsek her şey düzelebilir ama ihracatın çok artıp ülkedeki pastayı büyütebilmemiz lazım. İçeride hepimiz aynı pastayı yemeye kalkarsak işi kurtaramayız.”

“Uzun vadeli, gerçekçi planlar yapmamız lazım”

Türkiye’nin bu tür iniş çıkışlara alışkın olduğunu yineleyen Kızıltan, çözümün uzun vadeli planlamalarda yattığına dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Evet, böyle ortamlara alışığız, bir süre sonra ekonomi kendi kendisini tamir ediyor. İnsanlar, piyasa, mecburen kendi kendisini düzeltiyor, yeniliyor ama bizim bunu kendi kendisine bırakmamamız lazım. Bir daha bu hale düşmeyecek şekilde uzun vadeli gerçekçi planlar, programlar yapmamız lazım.”

Okumaya Devam Et
Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aktualite

GAZETECİ YAVUZ DONAT MÜJDEYİ VERDİ: “NİSAN AYINA YETİŞTİRMEK İÇİN 2000 KİŞİ 24 SAAT ÇALIŞIYOR”

Duayen gazeteci Yavuz Donat Sabah gazetesinde yayınlanan bugünkü yazısında Çukurova Havalimanı projesini ve getireceği avantajları yerinde görüp, yetkililerle ve çalışanlarla konuşup okurlarıyla paylaştı.

Published

on

İşte usta gazeteci Yavuz Donat’ın o yazısı:

Bölgeye hizmet verecek… Adana ile Mersin arasında… 350 bin nüfuslu Tarsus’un yanı başında… Dev yatırım.

Yatırımın büyüklüğünü nasıl anlatmalı? 8 milyon metrekarelik bir sahadan söz ediyoruz.

107 bin metrekare kapalı alan.

36 ayrı yapı… Terminal… İtfaiye… DHMİ binası… VIP… Nizamiye… Kule… Raylı sistem durağı… Teknik blok… Tren istasyonu… Jandarma binası… Polis merkezi… Hangi birini sayalım?

Şantiye içinde kaybolursunuz… Öylesine büyük ki… Kasaba gibi.

“Pilavdan dönenin…”

Adana’daydık… Çukurova Bölge Temsilcimiz Ersin Ramoğlu ile birlikte.

Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman ile karşılaştık… Seçim bölgesine gidiyordu.

Çukurova Havaalanı inşaatını gezeceğimizi söyleyince… Yayman ile Ramoğlu, “Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın” dediler… Bizi yalnız bırakmadılar.

 

Mesai… 24 saat

Mühendis… İş güvenliği uzmanı… Teknisyen… İşçi… 2 bin kişi çalışıyor.

175 mühendisin 30’u kadın… Büşra Nur Demirtaş… Didem Pan… Yemliha Orhan… Büşra Taner… Ve diğerleri.

Proje Müdürü… İnşaat Mühendisi Ferhat Güney’e sorduk:

– Kurdele ne zaman kesilecek?

“Çok yakında” dedi.

Mühendisler… Uzmanlar… Aynı şeyi söylüyorlar… “Çok yakında” diyor, fakat kesin tarih vermiyorlar… “Mahcup olmaktan” çekiniyorlar.

Ferhat Güney, sonunda baklayı ağzından çıkardı:

“Nisan’a yetiştirmek için canımızı dişimize taktık, 24 saat çalışıyoruz.”

Yerli ve milli

Mühendislerin… Teknisyenlerin…

Herkesin ağzında aynı sözler:

“Yerli ve milli.” Uçağa yanaşan hareketli körükler…

“Tünel” diyoruz… 8 tane… Montajları yapılıyor… Yerli ve milli.

Havalimanının sinyalizasyon sistemi… Yerli ve milli.

Aydınlatma… Elbette.

Kule

Yüksekliği… 52 metre.

Kaplaması’ yapılınca… Palmiye gibi olacak.

Kulenin iç bahçesi bile düşünülmüş.

Zaten… Havaalanında… Terminal binasında…

O kadar çok iç bahçe var ki.

Pistlere gelince… Gaza bastık… Nasıl olsa boş… Trafik yok.

2 pist… Her biri, 3 bin 500 metre uzunluğunda… Bitmiş.

Yanınızda bir “yetkili” yoksa… İnşaat sahasında kaybolursunuz.

 

Uzaklıklar

Çukurova Havalimanı, denize yakın… Kuş uçuşu 12 kilometre.

Havaalanı-otoyol bağlantısı… Duble yol… 11 kilometre.

Tarsus çok yakın… 20 kilometre.

Adana… 30 kilometre.

Mersin… 40 kilometre.

Şakirpaşa

Adana… Şakirpaşa Havalimanı… Şehrin çok içinde kaldı.

Gerçi… Adanalı alışmıştı… Evden çık, uçağa git… Neredeyse yürüme mesafesi.

Ama… Çağın gerisinde kaldı… Otobüs terminali gibi… İhtiyacı karşılamıyor.

Adana’da çok kişi ile konuştuk… Çukurova Havalimanı ile birlikte bölgenin… Ekonominin canlanacağını düşünüyorlar.

 

Kozmik bilgi

Çukurova Bölge Havalimanı… Arazi büyüklüğü olarak… Türkiye’de üçüncü sırada.

Her türlü… Her büyüklükte uçağın iniş-kalkış yapabileceği bir havalimanı.

İstanbul’un ardından Ankara Esenboğa ile aynı kapasitede.

Ve bir sürpriz bilgi… Türkiye bizden öğrensin;

İHA ve SİHA için ayrı binalar yapılıyor.

 

Hızlı tren

Müjde… Bölgeye yeni bir yatırım geliyor… Adana ile Mersin arasında hızlı tren çalışacak.

Tren… Havaalanının içinden geçecek.

Havaalanı terminalinde tren duracak… Onun da inşaatı sürüyor.

 

Hedef büyük

Çukurova Bölge Havaalanı, Mersin limanı ile entegre.

Kargo taşımacılığı… Demiryolu ile bağlantılı.

Yani… Ortadoğu hava kargo taşımacılığının toplama istasyonu burası olacak.

 

Çukurova-Moskova hattı

Yılda kaç yolcu gelip, gidecek?

ldığımız yanıt… “12 milyon.” Dış hat uçuşları… Özellikle de kargo… İç hatlardan daha önemli.

Çukurova-Moskova… Narenciye… Sebze… “2 saat sonra Rusya’da.”

 

Kaplama

İnşaatta… Binalarda… Yer yer kaplama başlamış… Örneğin, VIP binası… Terminal binası.

Ve… Birkaç not daha:

 

Konteyner evler… O kadar çok ki… Bin 750 kişi konaklıyor.

Kapalı otopark… Bin 100 araç kapasiteli.

Otobüs, taksi, kiralık araç parkı… 2 katlı.

Havaalanı personeli… Onların da otoparkı var.

Terminali gezerken dikkatimizi çekti… Bankolar… Biniş kartı (Check-in) alacağınız banko sayısı… 52.

 

Gözümüz aydın

Veda zamanı…

Mühendislerle, işçilerle vedalaştık.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nu aradık.

“Havaalanı… Çukurova’ya… Adana’ya, Mersin’e… Tarsus’a yakışmış” dedik.

Ardından da sorduk:

– Ne zaman?

– İnşallah, Nisan’da uçaklar inip kalkmaya başlar.

Çukurova… Çok bekledin… Geç oldu ama… En iyisi oldu… Gözümüz aydın.

 

Okumaya Devam Et

Aktualite

TÜRKİYE’DE BİR İLK OLAN HİZMET ŞİMDİ MERSİN DE!

Mobilyalarından çabuk sıkılan ancak satın alarak fazladan masraf etmek istemeyenlerin imdadına ‘mobilyakirala’ start-up’ının kurucusu Ayla Şahanoğlu Ceyhan yetişti. 2019’da kurduğu Mobilya Kirala makarası ile Türkiye’de bir ilke imza atarak, ev ve ofislerde ihtiyaç duyulabilecek her türlü mobilya, aksesuar ve elektronik ürün kiralama hizmeti ile büyük kolaylık sağlayan start-up şimdi Mersin’de.

Published

on

Mobilyada yeni nesil bir fikre öncülük eden Ceyhan’ın bu projesiyle beğendiğiniz mobilyaları satın almaktansa dönemlik olarak kiralayabilirsiniz! Online platform üzerinden Türkiye’nin dört bir yanına kiralama hizmeti sunan girişim, önümüzdeki günlerde ayrıca yurt dışına açılmaya da hazırlanıyor.

Mobilya Kirala ile eviniz ve ofisiniz için ihtiyaç duyduğunuz tüm mobilya ve aksesuarları, elektronik aletleri, ev tekstili-mutfak ve aksesuarları, outdoor ve spor ürünlerini, özel etkinliklerde ihtiyaç duyabileceğiniz tüm ürünleri, ihtiyaç duyduğunuz süre için kiralayabildiğiniz projede, kiralama işlemi süresince ürünlerin seçiminden, müşterilerimize ulaşımı, dizaynı, kurulumu ve geri alım süreçlerinin hepsi Mobilya Kirala ekibi tarafından gerçekleştiriliyor.

Ülkemizin her bölgesinden ve yurt dışından müşterilerine mobilyakirala.com.tr adresinden online veya mevcut mağazaları üzerinden hizmet sağlayan Mobilya Kirala yeni şubesi ile çok yakında Mersin’de.

 

Okumaya Devam Et

Aktualite

MERSİN ŞEHİR TİYATROSU İZMİR’DE PERDE AÇTI

Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın ev sahipliği yaptığı ‘Büyükşehir Belediyeleri Şehir Tiyatroları Buluşması’nda yer alarak, İzmirli tiyatroseverlerle buluştu.

Published

on

Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden Haldun Taner’in ‘Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım’ adlı müzikal oyununu sergileyen Şehir Tiyatrosu ekibi, tiyatroseverlerden tam not aldı. Yönetmenliğini Murat Atak’ın, müziklerini Cem İdiz’in, koreografisini Serbülent Biçer’in, dekor ve kostüm tasarımını Alev Tol’un, ışık tasarımını ise Salim Yücel’in üstlendiği ve 60 kişilik dev bir kadroya sahip olan oyun, dakikalarca ayakta alkışlandı.

Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun başarıdan başarıya, festivalden festivale koştuğunu belirten Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü ve opera sanatçısı Bengi İspir Özdülger, “İzmir Büyükşehir Belediyesi ‘Büyükşehir Belediyeleri Şehir Tiyatroları Buluşması’ gerçekleştirdi ve Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu ‘Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım’ oyunuyla Mersin’i başarıyla temsil etti. Yapmış olduğumuz sınavlar sonrasında ekibimize katılan yeni arkadaşlarımızla da yolumuza devam ediyoruz” diye konuştu.

Şehir tiyatrosunun İzmir’de daha önce de başka bir oyunla sahne aldığını hatırlatan Özdülger, “Kendimizi İzmir’de başka bir temsille göstermenin gururunu yaşadık. Ayrıca arkadaşlarımız son derece başarılı geçen bir temsilin ardından, şehrimize döndüler. Bu anlamda bu gururu Mersinli tüm sanatseverlerle paylaşmış olmanın mutluluğunu yaşıyorum” dedi.

Okumaya Devam Et

Trendler