Connect with us

Güncel (Haber)

ÇAMLIYAYLA’DA BULUNAN YARALI ŞAHİN, KORUMA ALTINA ALINDI

Mersin Büyükşehir Belediyesi, doğada farklı nedenlerden dolayı yaralanan veya zarar gören yaban hayvanlarına sahip çıkmaya devam ediyor.

Published

on

Çamlıyayla ilçesi Cumayakası mevkiinde yaralı bir şahin olduğu ihbarını alan Büyükşehir Belediyesi Tarsus-Çamlıyayla Şube Müdürlüğüne bağlı İtfaiye ekipleri, yaban hayvanını bulunduğu yerden alarak, muhafazalı bir şekilde yine Büyükşehir Belediyesine bağlı Tarsus Doğa Parkı’na teslim etti.

Uzman veterinerler tarafından tedavi edilecek

Kanadından ve ayağından yaralandığı için uçamayan şahin, Büyükşehir Belediyesi bünyesinde yer alan, yaban hayatı korumanın ve kurtarmanın yanı sıra rehabilitasyon hizmeti de veren Tarsus Doğa Parkı içindeki özel klinikte, uzman veterinerler tarafından sağlığına kavuşturulacak. Ne şekilde yaralandığı konusunda kesin bir bilgi olmamasına rağmen, uçarken bir kabloya çarpıp yaralandığı tahmin edilen şahin, tedavisinin tamamlanıp, sağlığına kavuştuktan sonra yeniden yaşam alanına bırakılacak.

İtfaiye Daire Başkanlığı Tarsus Gruplar Amirliği Sorumlusu Kenan Demirpolat, yaralı şahini bizzat Doğa Parkı’na teslim etti. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in doğal yaşamın korunması konusunda oldukça hassas davrandığına dikkati çeken Kenan Demirpolat, “Başkanımız sayın Vahap Seçer, doğal hayatın ve canlıların korunması noktasında oldukça hassas şekilde davranmakta ve bu tip durumlarda ivedi şekilde çalışma yapılmasını istemektedir.

Bu doğrultuda, Çamlıyayla’da yaralı şahin ihbarı alınması üzerine kurtarma çalışması yapılmış; yaralı hayvan muhafaza altına alınmıştır. Şahini, Büyükşehir Belediyemiz bünyesinde bulunan Doğa Parkı’na getirerek, özel klinikte tedavi görmesini sağladık. Uzman veteriner hekimlerin nezaretinde tedavisi yapılacak olan şahin, sağlığına kavuştuktan sonra doğal yaşama bırakılacaktır” dedi.

Okumaya Devam Et
Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aktualite

VALİ PEHLİVAN İLE VALİ YAVUZ, MODEL FABRİKA VE YENİLİK MERKEZİ’Nİ ZİYARET ETTİ

Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan ve Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, yenilikçi teknolojilerin ve ürünlerin geliştirilmesine ve ticarileştirilmesine destek olan Model Fabrika ve Yenilik Merkezi’nde incelemede bulundu.

Published

on

Vali Pehlivan ve Vali Yavuz, beraberindeki heyetle gerçekleştirdiği ziyarette Yenilik Merkezi Direktör Yardımcısı Bahittin Aslan’dan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Yerel öncü bir merkez olan Model Fabrika ve Yenilik Merkezi’nde üretim aşamasındaki çalışmaları yerinde inceleyen Pehlivan ve Yavuz, çalışanlarla sohbet etti, çalışmalarında kolaylıklar diledi.

VALİLERDEN MESLEK LİSESİNE ZİYARET

Vali Pehlivan ve Vali Yavuz, ayrıca Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan ve örnek proje çalışmaları gerçekleştiren Özel Şişecam Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesini de ziyaret etti.

Vali Pehlivan ve Vali Yavuz, özellikle genç nüfusa dönük donanımlı, kaliteli ve sürdürülebilir mesleki eğitim alanlarının oluşturulması ve geliştirilmesi gerektiği fikrinden hareketle kurulan okuldaki sınıf, atölye ve laboratuvarları inceleyerek, öğretmen ve öğrencilerle sohbet etti, yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Ziyaretlere, Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Tekli, Gebze Güzeller Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Adem Ceylan, Kandıra Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Başol, İstanbul Mermerciler Karma Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu 2. Başkanı Haluk Sekban ve Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu üyeleri eşlik etti.

Okumaya Devam Et

Aktualite

MAHALLE MUTFAKLARI’NDA 3 ÇEŞİT YEMEK 10 TL

Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mahalle Mutfakları projesiyle 3 çeşit yemeği 10 TL’den vatandaşlara sunmaya devam ediyor.

Published

on

Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesinde 2020 yılının Temmuz ayında hayata geçirilerek yaygınlaştırılan hizmete vatandaşlar ilgi gösteriyor. Ekonomik sıkıntı yaşayan veya yemek yapamayan vatandaşlar ile özellikle üniversite öğrencileri için başlatılan uygulama çerçevesinde 48 noktada faaliyete geçirilen Mahalle Mutfakları sayesinde ihtiyaç sahibi vatandaşların evine 3 çeşit sıcak yemek 10 TL’ye giriyor.

Sosyal Hizmetler Dairesi’nde Sosyal Hizmet Uzmanı olarak görev yapan Yasemin Özbek, yaklaşık 4 yılda 48 noktada kurulan mahalle mutfaklarında, 10 TL gibi sembolik ücret karşılığında 3 çeşit yemeği ihtiyaç sahiplerine ulaştırdıklarını belirtti. Özbek, “Yaklaşık 4 yıl içinde 2,5 milyon yemeği, ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık” dedi.

Mahalle Mutfakları’ndan faydalanan vatandaşlardan Mükerrem Torun, “Çok güzel yemekler çıkıyor. İsteriz ki her mahalleye kurulsun. Buradan 30 liraya yemek alıyorum, 3-4 kişi doyuyoruz” diye konuştu.

Şahika Gözükızıl da engelli birey olarak bu tür hizmetlerden duyduğu memnuniyetini dile getirirken, Murat Gezer ise “Proje sayesinde mutfak masraflarım azaldı” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

Aktualite

MERSİN, ECEMİŞ FAYINDA MEYDANA GELEBİLECEK DEPREMDEN ETKİLENEBİLİR

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayati Koç, Ecemiş Fay Hattı’nın yeterince araştırılmadığını düşündüğünü dile getirerek, “Ecemiş Fayı’nın uzantısının Mersin’e doğru geldiğini düşünürsek, burada yakın zamanda büyük bir deprem kaydını göremiyoruz. Ecemiş Fayı’nın Mersin’e doğru uzantısının sismik yöntemlerle ayrıntılı şekilde çalışılması lazım” dedi.

Published

on

Doç. Dr. Hayati Koç, Türkiye’nin farklı hatlar boyunca çok büyük depremler üretebilecek faylarla kuşatılmış bir ülke konumunda olduğunu belirtti. Bunların, Marmara Denizi’nden başlayıp yaklaşık Karadeniz’e paralel uzanan ve Bingöl Karlıova’ya kadar devam eden Kuzey Anadolu Fay Zonu, diğerinin ise Bingöl Karlıova’dan başlayıp Kahramanmaraş’tan Hatay’a doğru uzanan Doğu Anadolu Fay Zonu olduğunu ve bu fayın uzantısı olan Hatay’dan güneye doğru devam ederek Suriye’ye doğru uzanan Ölüdeniz Fay Zonu olduğunu vurgulayan Koç, “6 Şubat depremleri bunlardan Doğu Anadolu Fay Zonu üzerindeydi” ifadesini kullandı.

Bu iki kırık hat boyunca Anadolu’nun batıya doğru kaçtığını, bu esnada da Ege Bölgesi’nde bir genleşme meydana geldiğini ifade eden Koç, “Yani açılma tektoniği etkili oluyor. Bunun sonucunda da bölgede doğu batı doğrultularında, Küçük Menderes, Büyük Menderes, Gediz nehirlerinin olduğu alanlarda normal fay dediğimiz kırıklar meydana geliyor. Ülkemizde özellikle bu fay zonları boyunca çok büyük depremleri biz yıllarca yaşıyoruz. Ne yazık ki devam edecek” diye konuştu.

“MERSİN OLARAK ECEMİŞ FAYI’NDAN ETKİLENEBİLİRİZ”

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’te gerçekleşen depremlerden Mersin’in de ciddi şekilde etkilendiğini hatırlatan Koç, bir de Ecemiş Fay Hattı’nın Mersin için önemli olduğunu söyledi. Bu fay hattının Kayseri’den başlayıp Mersin’e doğru uzandığını belirten Koç, şöyle devam etti:

“Pozantı’dan güneye doğru devam eden Ecemiş Fayı üzerinde çok yakın zamanda büyük ölçekli herhangi bir deprem kanıtını göremiyoruz. Ancak, bilimsel çalışmalarda Ecemiş Fayı’nın aktivitesinin devam ettiğini gösteriyor. Araştırmalar, Ecemiş Fayı’nın Gülek’ten sonra güneybatı doğrultusunda Toroslar’ın güney kesimlerinden batıya doğru devam ettiğini ve Namrun Fay Zonu olarak tanımlanmaktadır. Namrun Fay Zonu’nun küçük fay segmetlerinden oluştuğunu ve bu fayların en fazla 5 civarındaki bir büyüklükte deprem üretebileceği öngörülmektedir. Mersin olarak Ecemiş ve Namrun fay zonlarında meydana gelebilecek depremden etkilenebiliriz. Bunun dışında Mersin’i etkileyebilecek Adana bölgesinde 6.0-6.5 büyüklüğünde deprem üretebilecek Karaisalı-Karsantı Fay Zonu, Karataş-Osmaniye Fay Zonu gibi faylar bulunmaktadır. Bu fay zonlarında meydana gelecek 6.0-6.5 büyüklüğündeki bir deprem Mersin’i etkiliyor. Bir de Kıbrıs’ın güneyinde dalma batma zonu özelliğindeki Kıbrıs Yayı bulunmaktadır. Burada da geçmişte depremler olduğunu biliyoruz. Geçmişte Kıbrıs Yayı üzerinde meydana gelen depremlerin de Mersin’i etkilediğini araştırmalar bize gösteriyor. Ayrıca Kıbrıs Yayı üzerinde büyük ölçekli bir deprem meydana gelirse bu da tsunami olarak Mersin’i kısmen etkileyebilir.”

Ecemiş Fay Hattı’nın yeterince araştırılmadığını düşündüğünü dile getiren Koç, “Ecemiş Fayı’nın uzantısının Mersin’e doğru geldiğini düşünürsek burada yakın zamanda büyük bir deprem kaydını göremiyoruz. Ama bu bölgenin araştırılması gerekiyor. Ecemiş Fayı’nın diğer faylar kadar araştırılmadığını düşünüyorum. Bunun Mersin’e doğru uzantısının sismik yöntemlerle ayrıntılı şekilde çalışılması lazım. Yakın zamanda bir deprem üretmiş midir? Ne kadar bir deprem üretebilir? Bunların daha ayrıntılı araştırılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

“AKDENİZ’DE GEÇMİŞTE CİDDİ TSUNAMİ İZLERİ GÖZLENMİŞ”

Tsunamilere de değinen Koç, meydana gelen büyük bir deprem ya da bir volkanizmanın etkisiyle tsunamilerin meydana geldiğini belirtti. Akdeniz’de; Hatay’dan başlayıp Cebelitarık Boğazı’na kadar uzanan dalma batma kuşağı boyunca meydana gelmiş depremlerden ciddi tsunami izleri gözlendiğini ifade eden Koç, “Mesela özellikle Antalya’nın batı bölgesindeki yerlerde Rodos Adası’nda geçmiş uygarlıkların tsunamiyle ciddi şekillerde etkilendiği gözüküyor. Hatta Marmara Denizi’ndeki olan eski depremlerde de tsunami izleri gözlemleniyor. Bunlar için de tsunami izleme istasyonları kurulması lazım. Sonuçta tsunami olsun, depremler olsun, volkanik patlama olsun, bunların hepsi doğal afet. Bu doğal afetler için uyarı sistemlerinin mutlaka kurulup değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

“SON 100 YILA BAKTIĞIMIZ ZAMAN MERSİN VE YAKIN CİVARINDA 5.0-5.5 ÜZERİNDE BİR DEPREM GÖRMÜYORUZ”

Kamuoyunda zaman zaman gündeme gelen bölgedeki ‘Akkuyu Nükleer Santrali depreme dayanıklı mı değil mi’ şeklindeki sorularla ilgili de konuşan Koç, şöyle devam etti: “Ecemiş Fayı, Gülek’ten güneybatıya doğru dönerek Namrun Fay Zonu’nu oluşturuyor. Bunun Anamur’a doğru uzandığı biliniyor. Ama burada da son 100 yıla baktığımız zaman 5.0-5.5 üzerinde bir deprem görmüyoruz. Araziye gittiğimiz zaman şunu görebiliyoruz; fayların uzanımları kısa, yani enerji birikimi biraz az oluyor ve çok büyük bir deprem açıkçası beklenmiyor. Tabii ki Kıbrıs’ın güneyindeki dalma batma zonundan etkilenebilir. Ona dikkat etmek gerekiyor mutlaka. Burada şu soruya cevap aramamız lazım. Yani burada 5.5, biraz daha yükseltelim 5.8 büyüklüğünde bir deprem olursa Akkuyu buna dayanıklı şekilde yapıldı mı, yapılmadı mı? O soruya bakmamız gerekiyor. Bu biraz da siyasi olarak değerlendiriyor gibi geliyor bana. Yani bilimsel olarak o şekilde bakmak lazım. Japonlar bu tür işleri çok yapıyorlar ama sağlam yapıyorlar. Akkuyu ile ilgili bu şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.”

“MERKEZ ÜSSÜNDEN UZAKLAŞTIKÇA DEPREMİN ETKİSİ AZALIYOR”

Depremin büyüklüğünün merkez üssünden itibaren yavaş yavaş etkisinin azalmaya başladığını ifade eden Koç, Mersin’in 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerde olduğu gibi 7 üzerindeki 7.6-7.8 büyüklükteki bir depremde ciddi şekilde sallandığını belirtti. Koç, mesafe açısından bakıldığında 1998’de Adana’daki Ceyhan bölgesinde gerçekleşen 6.2 büyüklüğündeki depremin, Kahramanmaraş merkezli depremler kadar etki oluşturduğunu kaydetti. Bu durumun da depremin olduğu yerle Mersin’e mesafesinin önem arz ettiğini gösterdiğine dikkat çeken Koç, “Mersin olarak düşündüğüm zaman sadece yerleşim merkezi değil, doğusunda Tarsus, batısına doğru Erdemli, Silifke, Anamur bölgesini de düşünecek olursak Adana’da olabilecek 6-6.5 büyüklüğündeki bir depremin, özellikle Tarsus bölgesinde, Mersin’in doğu kısımlarında ve kıyı bölgesinde daha büyük etkiler oluşturacağını tahmin ediyoruz. Kıyı bölgesinin bir de zemin özellikleri önemli oluyor depremin hasarıyla ilgili. Zemin özelliği açısından bu söylediğim yerler biraz risk taşıyan bölgeler. Yani biz Mersin’de sahil bölgesindeki zeminlerin iyi olmadığını, kuzeye doğru gittikçe zeminlerin daha iyi olduğunu net olarak görebiliyoruz. Araştırmalar da bunu söylüyor zaten. Bir de binaların kalitesinin önemi öne çıkıyor. Mesela eski Mersin dediğimiz çarşının olduğu bölgedeki eski binalar neredeyse yıkılacak duruma gelmiş. Bunların 6-6.5 büyüklüğündeki bir depremde bile yıkılabileceğini tahmin edebiliriz.”

“ÜRETİCİLER, TÜKETİCİ NE İSTERSE ORAYA YÖNELİR”

Konutların depreme dayanıklı yapılmasında tüketicinin de önemli bir faktör olduğunu belirten Koç, “Üretici, tüketicinin talebine karşılık verecek şekilde üretim yapar. Mesela ev alıyoruz; hepimiz eve gittiğimiz zaman ya bu evin banyosunda ne kullanılmış, balkonu büyük mü, önü açık mı, denizi görüyor mu? Hep bunları soruyoruz. Üreticiler, tüketici ne isterse oraya yönelir. Hiçbirimiz bu bina depreme uygun yapılmış mı? Yapının zemin özelliğini nedir? Zemin raporu var mı? Bunları sormuyoruz. Bunları sorsak herhalde müteahhit ona eğilir diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Okumaya Devam Et

Trendler