Connect with us

Güncel (Haber)

GÜLTAK: “YÖRÜKLERİMİZ, ZOR ŞARTLAR ALTINDA ÇOK GÜZEL ŞEYLER BAŞARIYOR”

Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, kış aylarında Akdeniz’in farklı bölgelerinde yaşayan, yaz mevsiminde de hayvanlarıyla birlikte Torosların yaklaşık 3 bin metrelik zirvesine göç edip burada konaklayan Yörükleri ziyaret etti.

Published

on

Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, kış aylarında Akdeniz’in farklı bölgelerinde yaşayan, yaz mevsiminde de hayvanlarıyla birlikte Torosların yaklaşık 3 bin metrelik zirvesine göç edip burada konaklayan Yörükleri ziyaret etti.

Mayıs ayı içinde Toroslar mevkine göç edip eylül ayı sonuna dek buralarda yaşayan, Huzurkent, Burhan, Esenli, Civanyaylağı, Nacarlı ve çevre mahallelerden Yörük vatandaşlarla obalarında bir araya gelen Gültak’a, başkan yardımcıları da eşlik etti. Yörük vatandaşların yoğun ilgisi ve sevgi gösterisi ile karşılanan Gültak, ziyaretinde kepenek giyip koyun ağılına girdi, bir süre eşek sırtında yolculuk yaptı. Kuyudan su çeken, kucağına aldığı bir oğlağı seven Başkan Gültak, girdiği bir ağılda, Yörük bir anne ile birlikte keçiden süt sağarak bu işteki maharetini de gösterdi.

Yörük sofrasına konuk olan ve etrafını saran Yörüklerle sohbet eden Gültak, içme ve hayvansal sulama sorunu, liselerde okuyan çocuklarının ulaşımı ve yurt sorunu, cami olarak kullandıkları yapının tadilatı ile cep telefonlarının çekmemesi gibi konularda Yörüklerin anlattığı talepleri not ettirdi, sorunların hükümet ve bakanlıklar nezdinde çözümü için elinden geleni yapacağını ifade etti.

“Yörüklerimiz, zor şartlar altında çok güzel şeyler başarıyor”

Sıcak ve samimi karşılamaları nedeniyle Yörüklere teşekkür ederek, Türkiye’nin bir tarım ve hayvancılık ülkesi olduğunun altını çizen Gültak, “Eğer bizler tarım ve hayvancılığa önem vermez isek sıkıntılar yaşarız. O nedenle biz bugün buradayız. Zor şartlarda gerçekten büyük işler başarıyorlar. Üreticilerimizin her zaman yanındayız. Dile getirilen sorunlar için Toroslar Tarım İlçe Müdürümüzle görüşeceğim” dedi.

“Yörüklerimizin sorunlarını bakanımıza ileteceğim”

Başkan Gültak, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın da Yörüklerle ilgili projeleri olduğunu kaydederek, “İnşallah bu projeleri salı günü Tarım Bakanımız ile görüşeceğim. Mersin’in abisi Lütfi Elvan Bakanımız ve Valimiz ile birlikte ikinci etap imar planlarını da görüşeceğiz Ankara’da. Tabi oraya gitmişken, burada göç eden Yörük vatandaşlarımızın sorunlarını da bizzat Bakanımıza ileteceğim ve ricacı olacağım. Bu ayrıca bizim bir kültürümüz, bu kültürümüzü yaşatmamız ve geleceğe taşımamız gerekiyor” diye konuştu.

“Başkanımızı burada ağırlamak bizleri mutlu etti”

Arslanköy Mera Birliği Başkanı Hasan Dudaklı da yaptığı açıklamada, ziyareti nedeniyle Başkan Mustafa Gültak’a teşekkür etti. Dudaklı, “Başkanımız buralara kadar gelerek bizim misafirimiz oldu. Tabi bizim çözebildiğimiz sorunlarımız vardı ama çözemediğimiz sorunlarımızı da Başkanımıza bizzat ilettik. Başkanımızı burada ağırlamak bizleri çok mutlu etti. Yörüklerimiz adına, bizlere gösterdiği duyarlılığı için çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Torosların yüksek eteklerinde gerçekleşen buluşmada Yörük vatandaşlara ayrıca, korona virüs tedbirleri kapsamında maske ve dezenfektanın yanı sıra, güneşten korunmaları için de şapkalar dağıtıldı.

Okumaya Devam Et
Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Aktualite

MERSİN, ECEMİŞ FAYINDA MEYDANA GELEBİLECEK DEPREMDEN ETKİLENEBİLİR

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayati Koç, Ecemiş Fay Hattı’nın yeterince araştırılmadığını düşündüğünü dile getirerek, “Ecemiş Fayı’nın uzantısının Mersin’e doğru geldiğini düşünürsek, burada yakın zamanda büyük bir deprem kaydını göremiyoruz. Ecemiş Fayı’nın Mersin’e doğru uzantısının sismik yöntemlerle ayrıntılı şekilde çalışılması lazım” dedi.

Published

on

Doç. Dr. Hayati Koç, Türkiye’nin farklı hatlar boyunca çok büyük depremler üretebilecek faylarla kuşatılmış bir ülke konumunda olduğunu belirtti. Bunların, Marmara Denizi’nden başlayıp yaklaşık Karadeniz’e paralel uzanan ve Bingöl Karlıova’ya kadar devam eden Kuzey Anadolu Fay Zonu, diğerinin ise Bingöl Karlıova’dan başlayıp Kahramanmaraş’tan Hatay’a doğru uzanan Doğu Anadolu Fay Zonu olduğunu ve bu fayın uzantısı olan Hatay’dan güneye doğru devam ederek Suriye’ye doğru uzanan Ölüdeniz Fay Zonu olduğunu vurgulayan Koç, “6 Şubat depremleri bunlardan Doğu Anadolu Fay Zonu üzerindeydi” ifadesini kullandı.

Bu iki kırık hat boyunca Anadolu’nun batıya doğru kaçtığını, bu esnada da Ege Bölgesi’nde bir genleşme meydana geldiğini ifade eden Koç, “Yani açılma tektoniği etkili oluyor. Bunun sonucunda da bölgede doğu batı doğrultularında, Küçük Menderes, Büyük Menderes, Gediz nehirlerinin olduğu alanlarda normal fay dediğimiz kırıklar meydana geliyor. Ülkemizde özellikle bu fay zonları boyunca çok büyük depremleri biz yıllarca yaşıyoruz. Ne yazık ki devam edecek” diye konuştu.

“MERSİN OLARAK ECEMİŞ FAYI’NDAN ETKİLENEBİLİRİZ”

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’te gerçekleşen depremlerden Mersin’in de ciddi şekilde etkilendiğini hatırlatan Koç, bir de Ecemiş Fay Hattı’nın Mersin için önemli olduğunu söyledi. Bu fay hattının Kayseri’den başlayıp Mersin’e doğru uzandığını belirten Koç, şöyle devam etti:

“Pozantı’dan güneye doğru devam eden Ecemiş Fayı üzerinde çok yakın zamanda büyük ölçekli herhangi bir deprem kanıtını göremiyoruz. Ancak, bilimsel çalışmalarda Ecemiş Fayı’nın aktivitesinin devam ettiğini gösteriyor. Araştırmalar, Ecemiş Fayı’nın Gülek’ten sonra güneybatı doğrultusunda Toroslar’ın güney kesimlerinden batıya doğru devam ettiğini ve Namrun Fay Zonu olarak tanımlanmaktadır. Namrun Fay Zonu’nun küçük fay segmetlerinden oluştuğunu ve bu fayların en fazla 5 civarındaki bir büyüklükte deprem üretebileceği öngörülmektedir. Mersin olarak Ecemiş ve Namrun fay zonlarında meydana gelebilecek depremden etkilenebiliriz. Bunun dışında Mersin’i etkileyebilecek Adana bölgesinde 6.0-6.5 büyüklüğünde deprem üretebilecek Karaisalı-Karsantı Fay Zonu, Karataş-Osmaniye Fay Zonu gibi faylar bulunmaktadır. Bu fay zonlarında meydana gelecek 6.0-6.5 büyüklüğündeki bir deprem Mersin’i etkiliyor. Bir de Kıbrıs’ın güneyinde dalma batma zonu özelliğindeki Kıbrıs Yayı bulunmaktadır. Burada da geçmişte depremler olduğunu biliyoruz. Geçmişte Kıbrıs Yayı üzerinde meydana gelen depremlerin de Mersin’i etkilediğini araştırmalar bize gösteriyor. Ayrıca Kıbrıs Yayı üzerinde büyük ölçekli bir deprem meydana gelirse bu da tsunami olarak Mersin’i kısmen etkileyebilir.”

Ecemiş Fay Hattı’nın yeterince araştırılmadığını düşündüğünü dile getiren Koç, “Ecemiş Fayı’nın uzantısının Mersin’e doğru geldiğini düşünürsek burada yakın zamanda büyük bir deprem kaydını göremiyoruz. Ama bu bölgenin araştırılması gerekiyor. Ecemiş Fayı’nın diğer faylar kadar araştırılmadığını düşünüyorum. Bunun Mersin’e doğru uzantısının sismik yöntemlerle ayrıntılı şekilde çalışılması lazım. Yakın zamanda bir deprem üretmiş midir? Ne kadar bir deprem üretebilir? Bunların daha ayrıntılı araştırılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

“AKDENİZ’DE GEÇMİŞTE CİDDİ TSUNAMİ İZLERİ GÖZLENMİŞ”

Tsunamilere de değinen Koç, meydana gelen büyük bir deprem ya da bir volkanizmanın etkisiyle tsunamilerin meydana geldiğini belirtti. Akdeniz’de; Hatay’dan başlayıp Cebelitarık Boğazı’na kadar uzanan dalma batma kuşağı boyunca meydana gelmiş depremlerden ciddi tsunami izleri gözlendiğini ifade eden Koç, “Mesela özellikle Antalya’nın batı bölgesindeki yerlerde Rodos Adası’nda geçmiş uygarlıkların tsunamiyle ciddi şekillerde etkilendiği gözüküyor. Hatta Marmara Denizi’ndeki olan eski depremlerde de tsunami izleri gözlemleniyor. Bunlar için de tsunami izleme istasyonları kurulması lazım. Sonuçta tsunami olsun, depremler olsun, volkanik patlama olsun, bunların hepsi doğal afet. Bu doğal afetler için uyarı sistemlerinin mutlaka kurulup değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

“SON 100 YILA BAKTIĞIMIZ ZAMAN MERSİN VE YAKIN CİVARINDA 5.0-5.5 ÜZERİNDE BİR DEPREM GÖRMÜYORUZ”

Kamuoyunda zaman zaman gündeme gelen bölgedeki ‘Akkuyu Nükleer Santrali depreme dayanıklı mı değil mi’ şeklindeki sorularla ilgili de konuşan Koç, şöyle devam etti: “Ecemiş Fayı, Gülek’ten güneybatıya doğru dönerek Namrun Fay Zonu’nu oluşturuyor. Bunun Anamur’a doğru uzandığı biliniyor. Ama burada da son 100 yıla baktığımız zaman 5.0-5.5 üzerinde bir deprem görmüyoruz. Araziye gittiğimiz zaman şunu görebiliyoruz; fayların uzanımları kısa, yani enerji birikimi biraz az oluyor ve çok büyük bir deprem açıkçası beklenmiyor. Tabii ki Kıbrıs’ın güneyindeki dalma batma zonundan etkilenebilir. Ona dikkat etmek gerekiyor mutlaka. Burada şu soruya cevap aramamız lazım. Yani burada 5.5, biraz daha yükseltelim 5.8 büyüklüğünde bir deprem olursa Akkuyu buna dayanıklı şekilde yapıldı mı, yapılmadı mı? O soruya bakmamız gerekiyor. Bu biraz da siyasi olarak değerlendiriyor gibi geliyor bana. Yani bilimsel olarak o şekilde bakmak lazım. Japonlar bu tür işleri çok yapıyorlar ama sağlam yapıyorlar. Akkuyu ile ilgili bu şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.”

“MERKEZ ÜSSÜNDEN UZAKLAŞTIKÇA DEPREMİN ETKİSİ AZALIYOR”

Depremin büyüklüğünün merkez üssünden itibaren yavaş yavaş etkisinin azalmaya başladığını ifade eden Koç, Mersin’in 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerde olduğu gibi 7 üzerindeki 7.6-7.8 büyüklükteki bir depremde ciddi şekilde sallandığını belirtti. Koç, mesafe açısından bakıldığında 1998’de Adana’daki Ceyhan bölgesinde gerçekleşen 6.2 büyüklüğündeki depremin, Kahramanmaraş merkezli depremler kadar etki oluşturduğunu kaydetti. Bu durumun da depremin olduğu yerle Mersin’e mesafesinin önem arz ettiğini gösterdiğine dikkat çeken Koç, “Mersin olarak düşündüğüm zaman sadece yerleşim merkezi değil, doğusunda Tarsus, batısına doğru Erdemli, Silifke, Anamur bölgesini de düşünecek olursak Adana’da olabilecek 6-6.5 büyüklüğündeki bir depremin, özellikle Tarsus bölgesinde, Mersin’in doğu kısımlarında ve kıyı bölgesinde daha büyük etkiler oluşturacağını tahmin ediyoruz. Kıyı bölgesinin bir de zemin özellikleri önemli oluyor depremin hasarıyla ilgili. Zemin özelliği açısından bu söylediğim yerler biraz risk taşıyan bölgeler. Yani biz Mersin’de sahil bölgesindeki zeminlerin iyi olmadığını, kuzeye doğru gittikçe zeminlerin daha iyi olduğunu net olarak görebiliyoruz. Araştırmalar da bunu söylüyor zaten. Bir de binaların kalitesinin önemi öne çıkıyor. Mesela eski Mersin dediğimiz çarşının olduğu bölgedeki eski binalar neredeyse yıkılacak duruma gelmiş. Bunların 6-6.5 büyüklüğündeki bir depremde bile yıkılabileceğini tahmin edebiliriz.”

“ÜRETİCİLER, TÜKETİCİ NE İSTERSE ORAYA YÖNELİR”

Konutların depreme dayanıklı yapılmasında tüketicinin de önemli bir faktör olduğunu belirten Koç, “Üretici, tüketicinin talebine karşılık verecek şekilde üretim yapar. Mesela ev alıyoruz; hepimiz eve gittiğimiz zaman ya bu evin banyosunda ne kullanılmış, balkonu büyük mü, önü açık mı, denizi görüyor mu? Hep bunları soruyoruz. Üreticiler, tüketici ne isterse oraya yönelir. Hiçbirimiz bu bina depreme uygun yapılmış mı? Yapının zemin özelliğini nedir? Zemin raporu var mı? Bunları sormuyoruz. Bunları sorsak herhalde müteahhit ona eğilir diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Okumaya Devam Et

Aktualite

BAKIMEVİNDEKİ DAYAK DEHŞETİ KAMERADA

Mersin’de engelli bakım merkezinde kalan otizm engelli gence, bakım evi görevlisi tarafından dakikalarca şiddet uygulandığı anlara ilişkin görüntüler, görenleri dehşete düşürdü. Ocak ayında meydana gelen olay sonrası tutuklu yargılanan bakıcı, 12 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Published

on

Mersin’de yatılı özel bir merkezde otizm engelli gence şiddet uyguladığı gerekçesiyle12 ay hapis cezasına çarptırılan bakıcının 8 dakika boyunca uyguladığı şiddetin güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı. Görüntüler, izleyenleri dehşete düşürürken, olayla ilgili davanın karar duruşması bugün yapıldı.

Mersin 18. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, başka suçtan tutuklu sanık Ali K, şiddete uğrayan otizmli genç E.K’nin annesi Muazzez Ünal ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada, olay nedeniyle pişman olduğunu söyleyen sanık Ali K., “E.K. ve ailesinden özür diliyorum. Böyle bir durumdan dolayı karşınıza çıktığım için pişmanım” dedi. E.K’nin annesi Muazzez Ünal ise sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ederken, müşteki avukatı Mavi Özge Öz de sanığın E.K’yi 8 dakika boyunca darpettiğini, bu nedenle ‘eziyet’ suçundan cezalandırılmasını istedi.

Hakim, sanık Ali K’ye ‘beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye karşı basit yaralama suçu’ndan 8 ay hapis cezası verdi. Suçun, yüzde 94 engelli kişiye karşı işlenmesi nedeniyle ceza 12 aya yükseltildi. Sanığın mevcut halinin devamına da karar verildi.

Görüntüler dehşete düşürdü

Öte yandan, engelli bakım merkezinde yaşanan şiddet olayı, merkezin güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde, bakımevi görevlisinin, yaklaşık 8 dakika boyunca engelli gence şiddet uyguladığı anlar yer aldı.

Okumaya Devam Et

Aktualite

MERSİN TOZ BULUTU ALTINDA

Meteoroloji’nin uyardığı toz taşımının etkili olduğu Mersin’de şehrin genelinde belirgin olarak görülen tozla kaplı gökyüzü, Akdeniz’i ve Toros Dağları’nı neredeyse görünmez hale getirdi.

Published

on

Meteoroloji 6. Bölge Müdürlüğü, Kuzey Afrika kaynaklı toz taşınımının Mersin ve çevresinde bugünden itibaren etkili olduğunu bildirdi. Sabahın ilk saatlerinden itibaren şehrin çevresi tamamen toz bulutu ile kaplandı.

Özellikle Akdeniz ve Toroslar Dağları nedeniyle görünmez hale geldi. Evlerin balkonları ve araçlarda da toz kalıntıları dikkat çekti. Kent genelinde olduğu gibi Erdemli ilçesinde de sokağa park edilen araçların üzerlerinde oluşan tozlar dikkat çekti. Yarın gece yarısına kadar devam etmesi beklenen toz taşınımı hava kalitesini düşürdü.

Okumaya Devam Et

Trendler